Dost aradım, insan kapısında
Nankörü çok, gerçek bulamadım
Mümin tanınır, Tanrı kapısında
Sahtesi çok, gerçek bulamadım
Hak arabası her an hazırdır
Koşacakları at da şeytandır
..
aklıma pek gelmez
düşünmem de böyle şeyleri
ama merak ettim işte
“hiç bir şeyin vardan yok
yoktan var edilemediği
kainatta
..
Düşün nasıl ki bir köle efendisine bağlı kalıyorsa
Ve nasıl ki bir rüzgar gideceği yeri keşfediyorsa
Ya da nehir yatağı suyunu sadıkça ulaştırıyorsa
Ve Tanrı güneşi dünyaya nasıl bağışlıyorsa
Öylesin sen de
Senin de tenin tenime değmeli
Beni yorgan gibi sarmalısın
..
Beni acımadan köşeye atandan
Kalleşcesine sırtımdan vurandan
Gözlerimden yaşlar akıtandan
Hesap soracağım
Güneş batıdan doğmadan önce
Yıldızlar yere dökülmeden önce
..
Beni,
İçini buruk bir hüzün kapladığında
Kalbine acı bir mutsuzluk düştüğünde
Etrafına aranarak bakıp
Yanında seni seven birisini bulamadığında
İşte o zaman gülüm beni arayacaksın
Pişmanlıklar içinde ağladığında
..
Beni,
İçini buruk bir hüzün kapladığında
Kalbine acı bir mutsuzluk düştüğünde
Etrafına aranarak bakıp
Yanında seni seven birisini bulamadığında
İşte o zaman gülüm beni arayacaksın
Pişmanlıklar içinde ağladığında
..
Hani niye dersen
Yılanın yunus olmasını gördüm
yunus olmasını istedim
Neye yetmez yılan benim
Seni görmeye geldim
Erkeğin kadınlaşmasını gördüm
..
Her şeyimi versem sana
Hayallerim yeter bana
Götür al neyim varsa
Alamazsın ki mazimi hayallerimi
Onlarda yeter bana
Hayallerim içinde
..
Çöller gördüm
Aç, susuz, bitap insanlar
Peşlerinde sinek sürüleri
Dünya'dan bihaberdiler
Toprak yerine çöl kıyılarında
Tepelerinde sopa tanrı adına
..
Hep böyle bak sen tatlı tatlı
Yeşil gözlerin hiç hüzünlenmesin
Solmasın yüzünün güzelliği hiç
Kırda bir çiçek sen kalsan da
O kadar sahte yüzler varki etrafında
Şaşıyor insan sendeki bu sıcaklığa
..