Tanrı'ya Mektup Şiiri - Mehmet Cahit Kuzu

Tanrım, çetrefilli bir kuldan, pek naçizane bir mektubun var, secdede söyleyememiş, hıçkırmış ağlamaktan.
Bana bir ruh daha lazım. Dokunmam lazım omuzlarına, hemen yanımda hissederken onu, okunmam lazım omuzlarımdan.

Bu gece uğra bana da, konuşmam lazım sana.

Bana bir dost daha lazım. Yaşamam lazım onunla, böyle ruh gibi değil masamda, oturmam lazım onunla, ölsem de olur, taşınmam lazım omuzlarda.

Bu gece bir elçi yolla bana, anlatmam lazım sana.

Bir hastalık daha lazım bana. Kan kusmam lazım yatağıma, onun başı yok yastığımda, parmak izleri dolaşmıyor artık avuçlarımda. Sussam da olur, kussam da. Kan akması gerekiyor omuzlarımdan.

Bu gece dokun bana, ağlamam lazım sana.

Bana bir mevsim daha yağmur lazım, ıslanmam lazım onla, kanla karışık yağıyor yağmurlar, kurtulmam gerekiyor acımdan.
Bu gece ayetler indir bana, küsmem lazım sana.
Bana bir tanrı daha lazım, küfür etmem lazım ruhuna. Ayıp etmiyorum değil mi, yaratılmak istiyorum bir başka dünyaya daha. Çivi çiviyi söker usulü, sökülmek istiyorum bu tahtadan, dökülsek te olur, yağmur gibi omuzlardan.
Bu gece çağır beni yanına, susmamam lazım sana.

Bana bir çocukluk daha lazım, gülmem lazım salıncaklarda. Yağmurda yanımda olsun lütfen, öpmem gerekiyor omuzlarından. Bu mevsimde canı yanar onun, sürülmem gerekiyor yaralarına.
Tanrım! Müsaitsen bu gece ben geliyorum huzuruna,
Beni artık daha fazla yorma, iğreniyorum yaratılanlardan. Beynimi delip geçecek bir bıçağın hatırına, yağmura yazılmış şiirler çıkarırım, sana hazırladığım bavulumdan. Hatta erkek gibi göğsümü gerip dolaşmam, ölürüm hıçkırmaktan. Bıktım çünkü bu şehirden, anılarla dolu bu sokaktan.
Müsaadenle geliyorum artık sana.
yalvarırım tanrım, birazda sen ağla yaratılanlara,
Midemizi deşiyorlar, hatıralar döküyorlar topraklara.
İntiharlar anlatıyorlar, gömüyorlar sokaklara
Beynimizi sikiyorlar, yoruyorlar bu insanlar,
Bak adalet yok burada, burası dünya,
Yalvarırım sana, ya bir çocukluk, bir dostluk daha,
Yada beni de al artık toprağına.
O beyaz atlar buradaysa, binip bende gideyim uzaklara.
O yağmurlar yine yağacaksa, ağlayıp bende sarılayım dostuma,
Ama sarılırsam benimdir sanarım işte anla,
Ya gerçekten ver bana, yada alıver bir kerecik yanına.
Çünkü ben tamda buradan sonra, 'öyle değil, böyle gidilir' yazmak istiyorum taş tabelama.
İntihar edenler için icra ettiğim saygı duruşunda.
Çünkü ben bundan sonra,
Dokunabilmek istiyorum tanrıma,
Son olarak tanrım, yüksek müsaaden ve arzınla,
Madem sen uğrayamıyorsun,
Müsaitsen bu gece ben geliyorum yanına.