TANRI DEMEK GÜNAH MIDIR?
_Türkiye Cumhuriyetinin Kuruluşundan bu yana, Cumhuriyetin adının Türk olmasına, Dilinin Türkçe olmasına tahammül edemeyen Arap ve Pers Milliyetçisi yerli işbirlikçiler, Türk’e ait olan her şeye saldırmaktadırlar. Hem de bu konulara DİNİ BİRER KILIF bularak, zihinleri bulandırmaya devam ediyorlar. Durmadan TANRI ve TÜRK kelimelerine saldırarak teselli buluyorlar. Gençlere, TÜRKÜM demenin, TANRI demenin günah ve ırkçılık olduğunu telkin etmektedirler. Ama bir Arap’ın “Kavmi Necip” demesi günah olmuyor. Kendileri açıktan Türk Düşmanlığı yapacak cesareti kendilerinde bulamadıkları için, DİNİ gerekçelerin arkasına saklanarak zehrini kusmakta, saf Müslüman olan Türk insanının kafasını karıştırarak Türk düşmanlıklarını sürdürmektedirler. Bir zamanlar Hekim oğlu İsmail Zaman Gazetesinde, Ali Güler de Türkiye Gazetesinde “TANRI Demek Günahtır. Yerine mutlaka ALLAH denilmelidir” diyorlardı. Biz ALLAH Lafzına kesinlikle karşı değiliz. Ali Güler’e bir cevap yazdım, muğlâk bir cevap verdi bana. Mektubu dosyamdadır. İkisi de olabilir diyordu. Ayrıca bu konuda sık sık fetva vermeye kalkışanlar çoğunluktadır. Bunların Arapça bilgileri de yeterli değildir aslında. Buna rağmen yutturmaya devam ediyorlar. Bu duruma göre, Türk Diyarında Türk'e ve Türkçe'ye üstü örtülü bir baskı görüyoruz.
_Türkler İslamiyet’ten öce de Tanrı’yı, Kur’an-ı Kerimin tarif ettiği gibi tarif ediyorlardı. Tarihçiler “Türklerin Tek Tanrılı Dine inandıklarını” yazıyorlar, hem de “Yer Tanrı ve Gök Tanrı” dan söz ediyorlar. Burada bir çelişki göze çarpmaktadır. İki Tanrı ortaya çıkmış oluyor. Hani Türkler “Tek Tanrıya İnanıyorlardı? ” Kitabelerimizin yanlış tercümesinden dolayı, iki Tanrı varmış gibi anlaşılmıştır. Aslında doğrusu şudur: “YER+İN-GÖĞ+ÜN TANRISI” olmalıdır. Aslında Türkler de “Yer Tanrı-Gök Tanrı” derken, Tek Tanrıyı kastediyorlardı.
_Yani Türk Kavmine gönderilen ve Hanif Dinini yayan OĞUZHAN Peygamber(Zülkarneyn) in, bundan 5400 yıl önce TANRIYI tarif şekli daha sonra Kur’an-ı Kerimde; “Yerin ve Göğün Rabbı” olarak yerini almıştır. Türklerin eski dini “Şamanizm-Hanif Dini ve İslam Benzerliğini” dikkate alırsak, Türklerin İslam’dan önce de MÜ’MİN olduklarını anlarız. Kitabede “Men Tengri(Tengır) Teğin Bilge Kağan” diye başlayan cümle de; “Ben Tanrının yaratmış olduğu Bilge kağan” manası zamanla yanlış tercümenin azizliğine uğramış, “Ben Tanrı Bilge Kağan” şeklinde bize ulaşmış ve Bilge Kağan Kâfir gibi gösterilmiştir. Bütün bu oyunlar Türk’ün üzerinde oynanmış ve bu oyun devam etmektedir. TEN; Uygurca ve Gumançca’da yalnız, eşi bulunmayan manalarına gelir. Türkçede de TENHA kelimesi, yalnızlık, sakinlik; TANE TANE kelimesi TEK manalarına kullanılır. GIR ise, Kaşgarlı’nın Divanında ve Gumançca’da Büyük manasına gelir. TENGIR kökünden gelen TANRI kelimesinin TANYERİ ile bir ilgisi yoktur. TENGRİ veya TENGIR; “Eşi, benzeri bulunmayan büyük” ifadesi, “Allahu Ekber” ile yakın manaya gelir. Bu mana da, İslam Akaidine ters düşmemektedir. Bazıları Arapçanın Allah’ın dili olduğunu savunmaktadırlar. Cenab-ı Allah; “Kur’anın Arap toplumunca kolayca anlaşılması için Arapça gönderildiğini” açıklamaktadır. Hâlbuki bütün diller Allah’ın yaratmış olduğu dillerdir. Allah bütün dilleri anlar. Çünkü bize “Şah damarımızdan yakındır-Kalpleri bilendir.” Errum Süresi 22. ayette; “Dillerinizin ve Renklerinizin ayrı olması Allah’ın Ayetlerindendir.” Buyurmaktadır. Ayet demek; “Allah’ın varlığını ispatlayan deliller “ demektir. Öyle ise Türkçe de; “Allahın yaratmış olduğu dillerden olup, onun varlığının, kudretinin delillerindendir diyebiliriz. Yani Hiç kimse kendi diline KUTSALLIK addetmesin. Bütün diller kutsaldır.
_ALLAH lafzı veya kelimesi, İbranice ALOHA kökünden gelmektedir. ALLAH-U ile İLAH-U aynı kökten gelmektedir. Arapçada A veya ELİF harfi, İzafet yani Fazlalık harfidir. A veya ELİF harfini okumadığımızda LEHU kalır. LEHU derken ALLAH denmiş gibi olur. Ayrıca yine Arapça HU Zamiri vardır. Türkçesi “O” demektir. Yani Arapça Allah’a “O” deme yetkiniz de vardır. Zikir ederken; “HU, HU veya HU ALLAH” deriz. Burada “Ameller niyete göredir” ayetine göre, HU, LEHU, İLAHU da ALLAH yerine kullanılır ve hiçbir Arap da buna günahtır diye itiraz etmez. “La İLAHE İLLALLAH”; “ALLAH’ DAN başka İLAH (tapılacak) yoktur.” Manasına gelir. Yani bu ayette, ALLAH aynı zaman da İLAH da sayılmaktadır. Kısacası; Türkçedeki TANRI kelimesi, Arapçadaki İLAH kelimesinin karşılığıdır. ALLAH’A, İLAH deme yetkimiz var ise, İLAH manasına ve niyetine TANRI deme yetkimiz de vardır. Bunun hiçbir günahı da yoktur. Ayrıca İslam’dan önce de “AbdULLAH” ismine rastlamaktayız ve Allah İsminin İslam la başlamadığını anlıyoruz. Bizim Arapçı, Persçi Âlimler hala fetvalarını Mısır ve Suudi Vahhabilerinden veya İran Mollalarından almaktadırlar.
_Bazı deyim veya kelimelere farklı anlamlar yüklenir. Başka dillerde o kelimenin karşılığını bulsanız dahi, toplum olarak o kelimeye yüklemiş olduğunuz anlamı, başka dildeki o kelimeye yükleyemezsiniz. Milletimizin anlamak istediği manayı vermez ve o çağrışımı yapamazsınız. Türklerde TANRI MİSAFİRİ diye bir deyim vardır. Bu deyimin yerine ALLAH MİSAFİRİ demiş olsak dahi, TANRI MİSAFİRİ deyimine yüklemiş olduğumuz asıl manayı vermediğini görürüz. Bu nedenle kültürümüze girmiş olan TANRI MİSAFİRİ deyimine yüklemiş olduğumuz mana ile oynamayalım, o bize ait olarak kalsın. Öyle ise TANRI kelimesinden vazgeçersek, TANRI MİSAFİRİ deyiminden de vazgeçmiş oluruz. Bu oyuna gelmeyelim. TANRI MİSAFİRİNİ ağırlamaya devam edelim.
_Bendeniz İmam Hatip Kökenliyim. Allah kelimesine ve 99 ismine karşı olmam mümkün değildir. Allah'ın güzel isimleri arasında Tanrı kelimesi varmıdır diyenler vardır. Allah'ın 99 ismi olan Esmaül Hüsna'nın tamamı Kur'an-ı Kerim'de Arapça olarak geçmektedir. Arapça olan bu 99 isme itirazımız yoktur. Dileyen Arapça olan bu 99 isimden biri ile Allah'ı zikredebilir, buna bir engel yoktur. Ancak Türkçe olarak Allah'ı anmak istediğimizde Tanrı diyebiliriz, bun da da bir mahzur yoktur. Bu nedenle Tanrı kelmesi Türkçe bir kelime olduğu için, elbetteki onu 99 arapça ismin arasında bulamayız. Bu ince noktayı ayırt etmemiz lazım. İsteyen Dilediği dilde Allah'ı anmalıdır. Türkçe Tanrı kelmesi de yasaklanmamalıdır. Arapça konuşmayı tercih edersek Allah demeliyiz, Türkçe konuşmayı tercih edersek, Tanrı diyebilmeliyiz. Bunda bir sınırlama olmamalıdır bence.
_İngilizler Allah’a GOT, Persler MEVLA derler. Almanlar, Ruslar, Fransızlar ve nice milletler kendi dillerince Allah’ı anarlar. ALLAH lafzı, 99 isim ile birlikte Arapçadır, bu nedenle Türkçe olan TANRI kelimesine rastlanmaz. Bunlar Arapça bilmedikleri halde, Arapça ALLAH demek zorundalar mı? İnsanların tamamını Arapça konuşturamazsınız. Peygamberlere inen kitaplar kendi kavimlerinin dillerince gönderilmiştir. İngiliz’e, Rusa, Fransıza bu mecburiyet yoktur da, neden Türk’e günah oluyor? Yunus; “Gönül ÇALABIN tahtı, ÇALAP gönüle baktı” derken, Allah’a ÇALAP dediği için Günahkâr mı oldu yani? Nebat ve Hayvanat kendi dilince Allah’ı zikretmektedirler. Bırakın Türkler de, Türkçe konuşurken TANRI desinler, Arapça konuşurken ALLAH, İLAH, LEHU veya HU, HU desinler. İnadına TANRI TÜRKÜ KORUSUN. 16.02.2007- Mehmet Demir Atmalı.
Kayıt Tarihi : 26.5.2007 19:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
senin isminde insan olsun ozaman hatta düşünen hayvan olsun benım rabbim yuce allahım tanrı dedıklerı şeylarden pek yücedir. yere göğe sığmaz. tana da sıgmaz. bınbır anlamı olan allah ısmını ıptal edersen sana cennetten “ben sana demıştım dımı “dıye seslenirim. türklük uğruna bir kelimesi degışecek dıye allahın adını degıştırdınız. Ama ameriknın bütün kelimelerini aldınız. Türkçe diye bişey kalmadı. Türkçe eski türkçe oldu. Şimdi amerikan modası var. God diyelim daha iyi.boyle türklük olmaz türklük böyleyse ben türk değilim türklüğü Allahtan büyük gören aşagılık zihniyetler.
TÜM YORUMLAR (11)