'"Tanrı Alanı" Yazım Şiiri - Ahmet Bektaş

Ahmet Bektaş
829

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

'"Tanrı Alanı" Yazım

Tanrı Alanı

İnanmayanların hep bir bahanesi olur ama kendini "İnançlı" sayanların, inandıkları şeylere sarılıp kalmalarının bahaneleri daha çoktur! Bahaneli sonuçta, inanmamak ve inanmak; kişiyi bloke etmesi açısından aynı işi görür! Aslen insan, neye inanacağına bizzat kendisi karar verir! Yani kişinin bir şeye inanıp inanmaması tamamen özel alana girer ve bu alana ben “Tanrı alanı” diyorum.

“Higgs Bozonu”, “Tanrı parçacığı” olarak da dillendirilen bu parçacığın alanına henüz girilmedi! Bu parçacığı ölçüp, gösteremedikleri fakat var olduğuna dair teorik delilleri olduğu için adına “Tanrı parçacığı” dendi!

Mahiyeti tam bilinmeyen ama varlığı teorik olarak iddia edilen “Tanrı alanı” konusunda fikir oluşturmak, bir frekans üretmek mümkün!

Misal olarak, baba ile küçük çocuk arasındaki özel alana bir göz atalım; bebe, babasına bir şey için kızdığında tekme atar, bazı da bildiği kötü sözlerden derlediği şekilde hakaret eder! Baba ile bebe arasındaki bu alana hariçten biri girse ve bebeyi azarlayıp birde tokat patlatsa, baba anında karşılık verir ve bebeyi savunur! Eğer bebe azarlanacak ise bunu bizzat kendisi yapar, başkalarını o alana sokmaz!

İnsanların “Tanrı alanı” inanç alanıdır! Misaldeki “Baba”, nasıl ki bu alana başkalarının girmesini hoş karşılamıyor, öyle de Tanrı ile insanın bütünleştiği alana da başkalarının müdahil olması hoş karşılanmaz! Bu müdahil olma işi bazı çok abartılır; Tanrı ile insanın inanç alanına “Tanrı” adına sızmak ve müdahil olmak isteyenler çıkar! Eski zamanlarda bu alana müdahil olmak isteyenler, kendilerini “İlah” olarak sunmuş, daha sonraları “Yarı ilah, yarı insan”, sonrasında “İlah” göğe çıkarılıp yerde aracılar bu alana müdahil olmak istemişler! Bu dönemlere dair ve Firavunlar dönemine dair pek çok anlatım var!

Son tahlilde; bu yazıyı kısa keseceğim çünkü konu çok basit ve anlaşılabilir! “Tanrı alanı” olarak düşündüğüm bu alan, bireyin kendi öz, “Ben” alanıdır ve bu alana müdahil olmaya kalkışmak hoş karşılanmayacağı gibi sonuçları da hoş olmayacaktır! Bu alanda birey, kendi algılamasıyla bir “İnanç” ya da kanaate varır! Bu inancının ya da vardığı kanaatin, “Doğru” olması da sadece kendisini bağlar! Toplumsal “Hukuk” açısından ve toplumsal hayata dair konulan ortak kurallar, bu alanın dışındadır! Dışında kalmak zorundadır çünkü devamlı bir değişim toplumsal kararlar açısından kaçınılmazdır! Yani değişen şartlar ile bu alan sınırlanamaz! Bu alan, Dünya hayatı olarak düşünülen, 3. Boyuta dair de değildir! Bu alan tüm boyutlara ve boyutsuzluğa, sonsuz ve sınırsızlığa bakar! Bu nedenle, zaman ve mekan ile sınırlı, madde alanı olan Dünya alanına bu “Tanrı alanı” sıkıştırılamaz! Sıkıştırmaya çalışanlar için olumsuz sonuçları görünüyor, görünecek!

Selametle,
Ahmet Bektaş

Ahmet Bektaş
Kayıt Tarihi : 15.7.2015 18:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


İnanmayanların hep bir bahanesi olur ama kendini "İnançlı" sayanların, inandıkları şeylere sarılıp kalmalarının bahaneleri daha çoktur! Bahaneli sonuçta, inanmamak ve inanmak; kişiyi bloke etmesi açısından aynı işi görür! Aslen insan, neye inanacağına bizzat kendisi karar verir! Yani kişinin bir şeye inanıp inanmaması tamamen özel alana girer ve bu alana ben “Tanrı alanı” diyorum.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Bektaş