Mahur Beste, öyküden siire, romandan denemelere ve makaleden elestirel yorumlara bütün yazim külliyatinin `Kendi Ic Seslerini Konusup Dinleyerek ` düsle gercegi birbirinden ayiramayan bütün diger IMGECI-SiMGECi filozof sair yazar yahut sanatkarlar gibi, aklin bilginin gözlemeyip irdeleyerek cikarim yaptigi Neden-Sonuc eldesine degil ; Ortacag Idealizmi`ni tamir ve restore ederek Atom Cagi yüzyilina güncelleyen ve zamanin detaysiz dolaysiz ayrismaz bir sonsuzluk icinde akiskanligini öne cikarici his ve SEZGiLERiN insan ve toplum hayatinda akil ve bilimsellikten cok daha etkin, hayati, degerli, öncelikli saglayici ve belirleyici oldugunun fikir sahipligini yapan; ve aciktan aciga gözlemleyici ve sorgulayici yollarla akil mantik fikir duygu düsüncelerden süzülüp yogrulan irade yetkisini ve özgün duyarliligini kendinden baska kimsenin keyfiyetine siparis etmeyen aydinlanmaci diyalektikci yahut materyalist felsefeye karsi cikmanin kavgasini veren Fransiz Filozof Henri Bergson`dan etkilendigi hayranligini her firsattadile getirip aciga vurdugu ilk romanidir Tanpinar`in. Huzur`da da her iki satir arasina serpistitip - romandan ziyade sanki altyapisini dinsel mistik ögelerle dayanmis dösenmis felsefe makalesi yazar gibi- insanin akilla yasarsa hep satihta kalacagina, hisli sezgi ve ic seslerini ( tipki düs icinde düs kurup semboller ve simgelerle gömülüp kapandigi kopukluktan dünya hayatinin yitiklerini bulmaya calisan Valery, Mallerme, Baudelerai, Joyce, Proust, gibi düs ve düsünce sarmallarini ) duyup aciga cikardikca `hepimizin zaman ve zümre kavramini icinde eritip silen bir ortak merkeze bagli oldugumuza ` dair uzuuuun uzunca deginip dokunup aktarma yaparak okuyucuyu kendine alistirip benzetmeye calisir Tanpinar.
Yani…
Diline yoluna gününe uykusuna hayaline niyetine üzücü ezici ve öldürücü zehirlemeleriyle agir yük siddet eziyet bela ve kahri cekilmez intihar artigi zikkim zehirler külfiyeti olarak algilayip karsi duruslu kabul etmeyen tavir titizlik göstermiyorsa insan, lagim kuyusunda birbirinin pisligini karistirarak hir gür nizah kavga dövüs sövüslerden gücün gösterisin saltanatina erisilmez servetini ve cevherini arayip bulmaya karistirip didikliyorsa, insanligini lagim faresi cukuruna kokusmus düsürmüs etiket ve yafta fiyatlandirmalarinin tüccari ve müsterisi konumuna bozulup gömülmüstür. Cünkü ne sanat, ne insan, onursuz kültürsüz dilsiz itibarsiz alinip satilmalara fiyatlandirilarak ( ordaki apartmanlasma deligine tüneyip asagilara borcu hacizi saglam banka dosyalariyla direksiyonu ve kontagi baglanmis araba görünümlü ve yasadigini fitiiil fitil burnundan getirten furyadan mutluluk sürprizleri cikartma vaadli hokkabazlikta dünün param parca kalan yerini yarina ölüp üzülerek kaderi degismez tek düze rutin tekrarlarini sivriltip yontarak ) kazanilacak deger kiymetten degildir.
Huzur`daki nakledildigi üzere Nuran`in dedesi yeine konulan Talat Bey`in karisi misirli bir binbasiyla kacip ei terketmesi üzerine yazip besteledigi, yarali kederliligin azap agrilarini dile getiren aruzla dil bagini kurmus klasik sazlarin romandan romana giris cikis veya gecis dönüs sinirlari olmayan genis, hic bitmeyen; Tanpinar`in adina `MUSiKi ` basligiyla siir de yazdigi ve ona göre köklü kültür kimligimizin vazgecilmez cevher mayasinin en seckin örneklerinden olanidir Mahur Beste. Bestekar Talat Bey`in misirl binbasiya kacak karisi Nurhayat; bir gün gelip amansiz bir hastaliga yakalanarak ölüm haberi Istanbul`a ulasip geldiginde son halini almis tamamlanmis calismanin eseridir Mahur Beste. O kadar ki etkilendigi düs duygu düsünce felsefe edebiyat gezi izlenim veya müzik ögelerini bütün yazdiklarina dolaysiz aracisiz ekleyip aktardigi gibi, Mahur Beste `de, yine bütün romanlarda oldugu gibi gecmisin Ismail Molla`si oglu Behcet Bey`in aksine sosyal ve ekonomik iliskileri zengin, insan iliskileriyse ruhunu musikiden doyuran ilgiyle cevreli ve iliskilidir. Ogluysa maddi seylerle kendini avutup oyalayan ice kapanik, silik , sönük, ilgisiz, kendine müstakil ve saray esrafli sevilmedigi yere tavsiye üzerine evlilik yapan, babasini,kizini ve karisini birbiri ardina kaybettikten sonra dengesini düzenini yitirip rüyalariyla konusup kabuslariyla yasayarak maddenin yerine ruhu, folklorun yerine musikiyi, akil yerine sezgiyi, degisim dönüsümler catismasinda günün gercekligi yerine dünün hatirasini ve hayalini diger yazilanlar toplamina da ana zemin olusturacak sekilde konu edinir Mahur Beste.
Yani..
Ilmin yolun ucunu yordamini yitirmis hayatsa, duygu düsünceler baglantili ve sorumluluk vicdan iliskili aklini iradesini özgürlügünü fikrini özünü sözünü kültürünü dilini sorgulamasini karakterini kisiligini emegin degerini ve askin sevginin kiymetini hepten tümden ve coktan yitirmis bozmus kokusmus ve cürümüs, insan bozulmuslugunun haddi cüreti her türlü yilginligin kulu kölesine askin, katliam girisimi toplum ve birey bozgunu sonucu, intiharlarin toplam özetiydi.
Sahnenin Disindakiler`se, birbirini neredeyse ayni isimlerle Istanbul`u tekrar eden digerlerinin benzeri gibidir. Bir taraftan durmaksizin agirlasan cöküsün yikima dogru sürüklenen kaygisi kederi endisesine sarilip tutunmaya calisan Osmanli Ülkesi`nin genel görünümü, diger taraftan insanlarin bütün belirsiz bilinmezleri icine atip baskilayan sartlara bozulmus devletsizligin kimi cikis yollari arayisi sirasindaki gecis süreci olan Isgal Alti yillarinin Cemal, Ihsan, Sabiha arkadaslik dostluk üclüsü agirligina ilgi tutku kiskancliklarin konusunu yogunlasarak Ihsan`in akil ve bilgiye inanip sarilarak Ittihat ve Terakki` nin yolunu sectigi, Cemalin`se ruh idealistligine simgeye ve icsel sezgiye yazarlik etmeyi amacladigi eski saray dairesine katiplik ettigi,( Huzur`da Mümtaz`la Ihsan`in oldugu gibi ) Sabiha`ninsa hic bir hususta bulusmadigi kocasiyla kurdugu evlilikten bütün iyimser dünyasinin karardigi, kayboldugu adreste Cemal tarafindan bulundugunda bu yüzden de herkesin hic biri olmamaya kararli sahne kadinligini kafaya koymuslugun romanidir Tanpinar`in.
Saatleri Ayarlama Enstitüsünde`de yine yikilmaya yüz tutmus ve yikilip dagildikca dirligi düzeni nufusu cevresi degisen zamana göre bozulmus azalmis ve baskalasmis büyük ve köklü dönüsümler arasinda kopamadigi eskinin alislmis ( cünkü yikilanin enkazina kurulan yeniyi benimsemekte zorlanan iradesiz yeteneksiz bagimliliklar, hastalikli sorunlari kökünden arindirip temizlemedikce iyilesme ihtimalini de kolay kolay anlayip kavramaya hazir olmadiklari gibi, yapisip kaldiklari enkaz iyimserlerini zamanla bütün carpik bozuk haydut harami veya ur illetleriyle birlikte görmezden gelen masumiyete talim ve tahliye ederek, eskisini tekrar eden, tipki bugünlere dünün yikim enkazindan madur masum müsait ve mübah görülerek herseyin hakki iradesi yetkisi hususu hukukuna Bop haramiligini cökertip cullanisi gibi, dirlik düzensizligin daim devamini doyurur beslerler ) kalintilarini tanimlayip alisamadigi yeninin gercekligiyle katip kaynastiramayan gecmisle gelecek arasinda bozulmus dagilmis kafa karisikligini yikici ezikliklerin hic bir dahli olmayan sürüklenislerine biraktigi aci keder ve üzüntüsüyle, yasadigi her günü digerinden daha bezgin, yilgin, yitik, yorgun, uzak, yabanci, anlamsiz, isteksiz, heyecansiz; karisi öldükten sonra daha da agirlasip artan duygusal sezgilerin mistik derinleri düsünüp saplanan adami Hayri Irdal özelinde herseyin saglam akil fikir hesapcisi gelip gecici hayata asla derinlerine dalmadan yüzeyselde kalan hazza keyfe herseyi istifleyip istifade etmekle yasamanin adami olan Hayati Ayarci tezatliginin birlestirdigi ara acikliginin hep kayipta ve karanlikta kalan celiski ve kesisim romanidir. Bir yigin insanlik kalabaligini yalan ve yanlislara alistirarak liyakatsiz emeksiz etkisiz yetkisiz katilimciligi olmadan ne dilerse kabul oldugu zamani elinde tutmanin hayal makinasini ve mesguliyetini gercege asilayip aktararak, dünya gercekligini yitirmis ve aklina ne tükürülürse ona inanip tapinan toplumsal degisimlerin dayattigina kul köle bozulusa dair Osmanli`nin Tanzimat Öncesi, Tanzimat Süreci, Yikilis ve Cumhuriyeti özetleyerek, bürokrasiden yerlesik aliskanliklara umudunu inancini yitirmis dogrusu olmayan savrulmalara en nihayet bütün zamanlari teslim eden kurgunun icinde kurgu devsirmesidir Saatleri Ayarlama Enstitüsü A. Hamdi Tanpinarin.
Yani…
Direksiyon bozulup teker patlayip yol sarpalara sarinca, durmadan hiz yükselten doyumsuz kanaatsiz azgin -sapkinligin aklini fikrini ve niyetini kan revan siddetindeki gerilimlere ve hektiklere kirbaclayip kudurtan inat ve isrardan, elbetteki saglik sihhat huzuru ve mutlulugun düzeni dünyasi bütün yagma yikim talan vurgunlarla dengesini degerini yitirdigi yere, güzelligin sanatini ve insan degerliliinin imar iskanini yapip yerlesemiyor maalesef.
Diger ve en sonuncu Romani Aydaki Kadindaysa yine yine tekrar ve tekrar yine, yazdiklarini daima hic taamlanmamis yarimlarin bitisinde ve baslangicinda birakarak degisim dönüsümlere yenilmis karismis bitkin bulanikligin akilla sezgi catismasina SEZGI yolunu ve yanini secip tasdikleyen ( özellikle Fransiz edebiyat ve düsünürler hayranligini bulunmaz bir nigmeti hic kimse kesfetmeden bulmus tanismis ve yerli müsteri ayarlayip asilama gönüllüsü Orhan Veli, Cahit Sitki Taranci, Ceal Süreya, Ilhan Berk, Salah Birsel, Sabahattin Eyüboglu, Kemalettin Kamu, Ahmet Muhip Dranas, Sabri Esad Suyavusgil sayisiz sair yazarlar benzerinde oldugu gibi ) tercihiyle , bütün dünya ve toplum celiskilerini yeraltina cekilmenin mistik derinliklere dalarak avutup susturmanin istek ve arzusundan olma bitme ölmeden önce daginik bölümlerini kendinden sonraya biraktigi taslak döküntülerinden tamamlanmis basyapiti olacagindan bahsettigi, tipki James Joyce`nin bir günlük hayati günceldek koparip simgeci sembolcülügün ILYADA destanina yapistirip örtbas ederek, genel evde hayatin bütün bozuklugunu sergilemek maksatliliga servis ve carsi edisinin aynisi olmasa dabir günün icine yasami sigdirmaya özenen yaklasik benzeridir. Biri sever digeri alir, bosta kalinca romanin ana karakterini uzun zamandir acik kollayip firsat sirasinda bekleyen kapar kacirir. Davetlerle, balolarla, diger romanlarin hep baskahramani ve rakibi, her iki halde sosyo pisikolojik bosalimlarini zitliklar diliden rahatca yapan Tanpinar`in kendisidir. Hepsinde üc asagi bes yukari yazar olmak isteyen ve bu yolda zorluklarla bogusan biri vardir. Sanayi ve degisim toplumlarinin dönüsüm sirasinda bütün ahlaki degerleri sifira sildigi gibi, bosta kalana cöküp cullanan ve sehvet agirlikli cözümlemeye Freudculuk eden tipki Dustin Hofman`in Olgunluk Tecrübesi`filminde olduguna benzer, hem Zümrüt Hanimla, hem de kiziyla `anasina bak kizini al ` durumunun erotik yatak ve sahnelerini yasar romandaki Selim ( Tanpinar ). Ama asil kafaya koydugu cocuklugundan beriki bir baskasiyla evlenmis barklanmis, ama evliligi askidaki ucuzluk kadar bile degeri cazibesi olmayan mutsuz Leyla`dir. Üc davetin birinde Leyla`ya sokulur, kocasiyla yakinlik kurar. Sonra yillarca bu evlilik sirasinda gider gelir bu kacamak. Ardindan Leyla evli oldugu kocasi Asim`dan ayrilir, fakat kadini Selim` den önce davranan yakin arkadasi ve akrabasi Refik`le evlenir. Zaten tutuk paspal gergin hüskün ice kapanik szgileriyle hemhal doktor ressam yazar degisik mesleklerde kendini bulamayan Selim, kitap yayinlama imkansizligina firsat taniyan varlikli arkadasi Hayri Dura`nin sundugu imkani karsilamak icin bir türlü yazma becerisini yakalayamamanin baskisiyla, adini Iflas koyacagi roman bir türlü bitmeyen - Tipki Mahur Beste gibi- yarim kaldigi yerde ve boool bol Istanbul kiyi köselerinin taniklik ve rehberlik ettigi bosluklarla dolu bir yerde kalir, Aydaki Kadin Tanpinar`in.
Huzura varacak, karaktere erecek, mutluluga yetisecek ve insanliga büyüyecek kadar -bütün TAKMA KAFALILIGI kodlayan basma kaliplar disindaki aykiriliga- yani kendi deneyimleriyle yasayip kazandigi akil fikir duygu istek arzu sorumluluk vicdan ölcü tarti sorgulamalarindan saglanan cikarimlarin emek cesaret ve zahmetlerini tüm iyiye güzele sevilen ve özlenenleri kalbinde barindirip hayatinin icine alacak sekilde göze almaktir, ve topraga dogup dolan isik su gibilere esdeger, hayatiyla özgür özgün ve bütün, insan sanat.
Böylelikle ve oradan öylece Huzur`a gelecek olursak..
Temmuz / 22
Kayıt Tarihi : 12.7.2022 16:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!