Koy sevinsin nesl-i Nemrut, Karun'lar
Vakt-i firak "kûn" oluyor gardaşım!
Ucu açık sanılan o yarınlar
Çok geçmeden dün oluyor gardaşım
Kırılınca muhkem denen o faylar
İbret ile doldu yine bu aylar
Kibir kokan şatafatlı saraylar
Çapulcuya in oluyor gardaşım
İns'in hızı kasırgaya eş olsa
Azrailden kaçamıyor, kuş olsa
Değil yüz yıl on asırda yaş alsa
Son deminde an oluyor gardaşım
Hani Şirin, nerede o Ferhat'lar?
Kimin imiş kime kalmış o yatlar?...
Aynaları çatlatan o suratlar
Buruşuk bir ten oluyor gardaşım
Kin doluyken gönül denen o dergâh
Ne âh biter o dillerde ne eyvâh
Üç beş deyip küçümsenen her günah
Zaman ile bin oluyor gardaşım
Kimi düşmüş pençesine eşinin
Kimi koşar ardında bir dişinin
Dine uygun yaşamayan kişinin
Yaşantısı din oluyor gardaşım
Zenginimiz et verirken kurduna
Fakirimiz em arıyor derdine
Sinelerde aşk, muhabbet yurduna
Kar yağıyor, don oluyor gardaşım
Bu gidişat hayli hazin; hoş değil
Omuzlarda o tabutlar boş değil
Anlattığım bir hikâye düş değil
Yolun sonu sin oluyor gardaşım
Pes etmek yok bozulsa da ahitler
Ersiz değil Hilâl'e yurt muhitler
Vatan için can veren o şehitler
Al sancağa kan oluyor gardaşım
Tehlike var, yaklaşmakta anbean
Dört yanımız tilki, çakal ve çiyan
Neden hâlâ uykudasın; e uyan
Vakt-i şafak; tan oluyor gardaşım
Kayıt Tarihi : 20.12.2024 03:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!