Sözüm yaşlı gelde sil tümcelerimden kolaysa.
Kaybetmekten korkuyorum seni ben bilhassa.
Mahsuscuktan Mah sus! Şems'indeyken kelam.
Saman alevi söner elbet hiç ummadığın bir an.
Bugün güneş gülümsüyor odama,
Hasret çektiğim aşk ise aroma,
Öyle tatlı esiyor ki bu rüzgar,
Tanrım, ne olur beni uyandırma!
Yirmi üç yıllık saki,
İklim de bozuk...
Bu yüzden soldu nihayetinde umarsızca dostluk…
Ne çok gebe kaldınız aşka ki her bulduğunuzda kurşun şakakta?
Kardandı adamlığınız koşarak gittiniz ilk fırsatta, iki kuruşluk sevdalara...
Sende bırakma dedim ey dostum!
Bilen bilir kalbim seni;
Emektar temizliğin,
Misal-i sufi.
Zarardasın dön kafi!
Kan kırmızısı bir sevgiye mütakip kar beyazdı aşk, üzerinden vakit geçerken izler bıraktıığında anladım.
Gül sunan olmamıştı çok sadeydi naaşım amma velakin kefenle süslenmişti oysa çoğu zaman yıllarım.
Bugün, sessizliğe ses oldum,sustukça konuştum konuştukça tanıdım sessizliğimi.
Eş oldum, yoldaş oldum kim bilir ne'ce konuştum da sır oldum ezdim ölesiye nefsimi
Sevgili Yüreğim,
Ufak bir sorunumuz var sanırım.
Çok uzaklardan değil içimizden gelen.
Konuşsana ey ağızım dilin mi tutuldu?
İki kelimenden biri farkettin mi hep kuruntu?
Atma makam havası, bağlı iken elin ayağın,
Ne kadar iyi olursun söyle, çatımız aynı üstadım.
Kucakta boyun uzadı, sen kendini dev sandın,
Beni küçümsediğin kadar büyüdü bak akademik rantım!
Anladım ki senin yaşın ileri fakat aklın yarım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!