Güzel bir yaz günü öyle dolaşıyorduk Antalya'nın caddelerinde... Hava sıcak, gece olmasına rağmen. Biraz ilerledikten sonra ayaklarını ipe bağlayıp da sarkanlara denk geldik. Hani şu orijinal adı Bangi Jamping olan etkinlik. Kafamdan neler geçiyor neler. Ben de yapabilir miyim ki? Hanım ile çocuklar da yanımda. Ben şimdi ortaya atılsam, kesinkes hepsi karşı çıkar. Ama müthiş bir şey yahu! Yapmam lazım benim bunu...
Nasıl yapsak nasıl etsek? Sessiz sessiz düşünüyorum, içimden, dışa vurmadan. Hanım ile çocukları ileride ki mağazalara bakmaya göndersem de sonrasında hemen sıraya girsem ve tepeye çıkıp da kendimi aşağıya salsam... Ondan sonrada ben aşağıya doğru sallanırken canlı canlı hanımda beni boşasa, bir sürü lafı da boca etse bana...
Dur bakalım, nasıl yapar, nasıl ederiz? ''Hanım yahu siz çocuklar ile şuradaki mağazaları bir gezin bakalım ben de şurada şu zıpırları seyredeyim bakayım.'' Hemen yutarlar zokayı... Yanaşırım Bangi Jampingçi arkadaşa... Breh breh! Bangi Jampingçilik diye bir meslek var yani... ''Kardeş kaça hoplatıp da zıplatıyorsun bir de bakalım?'' Kardeş evirmeden çevirmeden direk lafa dalar ''Senin gül hatırın için elli dolar abi.'' Oy oy oy oy! ''Elli dolar hem de benim gül hatırım için hatırım olmasa fiyat kim bilir nerelere çıkacak?''
Ne yapsak ne etsek de şunu ayağımıza bağlasak, sonrada tepe aşağıya kendimizi salıp kanları beynimize sıçratsak, o kanlarda beynimizi beslese de beslese... Hayır o arada hanım manım da gelirse es kaza kesin çatar bana... ''Ya bilader dolar nedir, sen şunu hele bir kapı gibi Türk Lirasına çevir de sonrada iyi bir pazarlık yapalım seninle.'' Dostum, gardaşım Ailemizin Bangi Jampingcisi la diyor illa demiyor, Nuh'un da peygamber olduğunu aklının köşesinden de geçirmiyor herhalde... ''Tamam ağabey sen elli dolar karşılığı Türk Lirası ver o da kabulümüzdür, seni mi kıralım şimdi?'' Bilirim bilirim beni hiç kırmaz. Kaç yıldır tanışıyor isek? ''Ya birader elli dolar yaklaşık üç yüz lira yapıyor sen al iki yüz, şurada iki sallanacağız.'' Adam da tavırlar ''İnadım inat kıçım iki kanat.'' tiplemesine giriyor...
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta