Edirne de 1975 yılında doğdu ve hala yaşıyor...! ! !
Bir ben vardım,
Bir sen vardın,
Seninle beni topladım,
Bir olduk,
Senden ben çıktım,
Bir kaldım,
Saat öğleden sonra 14:25
bu saat ayrılık saati
İki sıcacık kalbin
Bir daha kavuşmamak üzere
Ayrılık saati
İsteyerek ya da isteksiz
ölüm akla gelmeyen
ölüm göze görünmeyen
ölüm uzak mısın bana
ölüm gölge misin peşimde
ya gel götür beni bilinmez karanlığa
Sen,
Uykusuz gecelerimin ninnisi,
Herkesi bir yerlere götüren tren.
Bu gece yalnız beni götür,
Uzaklara,çok uzaklara.
Bir daha buranın adını dahi duymayacağım bir yere.
eski mektuplardaydı o sözler
mektubuma başlarken selam ederim
büyüklerin elleri küçüklerin gözleri diye başlayan
şimdi bakıyorumda öyle başlamıyor mektuplar
gerçi eskiden olduğu kadar mektupta göndermiyorlar
İnsan ne kadar yaşlı olursa olsun
Ölmek için o kadar gençtir
Fakat ne acı ki
Azrail yaş dinlememektedir
Ne zaman öleceğini kim bilebilir
Belki gülerken öleceğiz
Işığın etrafında dans eden kelebekleri izliyorum.
Bir türlü şeffaflığı geçip,
Işığa ulaşamıyorlar.
Sen,
Benim ışığımsın.
Etrafında dolaşıp duruyorum
Bir yaprak düştü yere,
Hafif sararmış.
Başımın üzerinden süzülür gibi
Hafifçe düştü yere.
Sonbaharın ilk işaretleri bunlar,
Ayrılışlar hep sonbaharda olur.
YIllardan doksandörttü
Bin dokuzyüz doksan dört
Mevsimler bahar diyordu,
Aylarsa Mayıs.
Günü sormayın,gün bilinmiyordu.
Güneş küsmüş,yerine yıldızlara bırakıyordu.
Her akşam bu saatlerde böyle olurum
Biraz mahsun çokça kederli
Şarkılarda bolca hazan
Türküler hasret,özlem kokar
Her akşam bu saatlerde kederliyim ben
Belaya karışırım sebepsiz yere
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!