Ezgi olur yıldızlardan saklarız
Hasrete yandıkça türkü yakarız
Yıldızlara otağ kuran kamların
Gökle konuştuğu dildir türküler
Gönül ülkesine has makamların
Tut Elimden Çocukluğum
Hazan çöktü dağlarına ömrümün
Çok yaman esmeye başladı rüzgâr
Gün erken aşıyor ufkumdan artık
Yaprağım kararsız bahçem tarumar
melal asılıyor kirpiklerinden,
uzak ufukların yıldızları gibi sönük gözlerin,
yüzün gurbete dönük,
güllerime yağan kırağılarda üşümüş ellerin…
ben sana zamansız, sen bana mekânsız…
Gönül gel, kimseden şikâyet etme
Sevmek vazifedir, sevilmek kısmet…
Varı yoğa katıp rivayet etme
Sevmek vazifedir, sevilmek kısmet…
Aşk dert değildir ki ola devası
Gitmeye kalkışma peşinde gölge
Gibiyim kaçsan da kurtulamazsın
Her nereye gitsen konduğun mülke
Tapuyum kaçsan da kurtulamazsın
Divanesi benim duygusuz çağın
Kement atıp yıldızları geceden
Çalsam azat etmez hasretin beni
Kırıp kafesini ruhu yüceden
Salsam azat etmez hasretin beni
Hayallerim uçuk düşlerim arsız
Şair,edebiyatçı arkadaşımız Talat Ülker,haftada bir defa YENİÇAĞ gazetemizde de köşe yazarıdır.Kendisiyle gazetenin kuruluşunun 1.yıldönümünde aynı masada beraber olduk.Tam bir Hoca,adam gibi adam dediğimiz bir Türk evladı.Kendisine başarılar diliyorum.saygılarımı ve selamlarımı iletiyorum.Dursun Elmas
Şair,edebiyatçı arkadaşımız Talat Ülker,haftada bir defa YENİÇAĞ gazetemizde de köşe yazarıdır.Kendisiyle gazetenin kuruluşunun 1.yıldönümünde aynı masada beraber olduk.Tam bir Hoca,adam gibi adam dediğimiz bir Türk evladı.Kendisine başarılar diliyorum.saygılarımı ve selamlarımı iletiyorum.Dursun Elmas