Taklit
Taklit eden tüm potansiyelini taklit ettiğine verir. Çünkü asıl tektir. Yani bir şey ya asıldır ya da taklit… Taklit etmek kendi potansiyelini başkasına gönüllü vermektir.
İman konusunda taklitte kalanların sağlam bir imanları olduğu söylenemez! Atalardan devir alınan öğretilerin içselleşmeden yüzeysel taklit edilmesine “Taklidi İman”; kişinin öğrendiklerini içselleştirmesi ve kendi öz inancı haline getirmesi ise “Tahkiki İman” (hakiki iman) dır.
Taklit bir çeşit tembellik ve kolaycılık hastalığı gibidir. Taklit etmeye alışmış bir toplum kendi aslı olamaz ve tüm potansiyelini taklit etmeye çalıştığı topluma verir. Tüm gücünü ve potansiyelini başka bir toplumu taklit için harcayanlar, ne kaybettiklerini anladıklarında Cehennem’i yaşayacaklar. Taklidin sevimli, şirin görünümü arkasında yokluk, inkar saklıdır.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman