Siyasi eleştirilere büyük bir zevk, duygu ve duyarlıkla katılan biri olarak kaçınamayacağım bir zorunluluk olarak bir derleme yaptım, diliyorum yürekten, bu canım millet bir daha incitilmeyecek... yeryüzünde insanlığı barındıran asil ve adil bir tarihin izleri olarak Göktürk-Oğuztürk-Atatürk, bu millet büyüklüğüne asil bir adillikle olgun, bilgiye yücelen her tutum, hep ilgilerimle beraber büyümüştür içimde... bu yüzden bu açıklamam...
Eğer geçerse birilerinin aklından 'Ankara sorunlarından halk bıktı, bırakalım Ankara sorunlarla uğraşsın' demeye bu cüret, geçmişin hem kendi içinde başarısızlığı, hem başarısızlığına neden kaynakları olarak her olumsuzluğu sergileyen ve bugün bu süreç sonucuna dayanan ve sonuçlanan olguları bugün;
…bir medya mantığı ile düşünüyorum: halkın hislerini karartan o perişan medyacılık taslağı, oturduğu mahallesinden öteye geçmeyen sınırlarına kendini çizmiş, simaları güzel, beyni çarpık, dili sürçük, gönlü ıssız bir kısır döngü çerçevesindeki beyefendiler, hanımefendiler varlığıyla, şaşırtmıyor beni; halkın, bin bir huzursuzluğun üstünde neden yük olduğunu anlamaya kendini sorumlayarak, Ankara sorunlarına kendim bir bakmalıyım dediği…
Peki hangi bilgiyle? Ve kaç çeyrek asır ‘ben alındım işe’ havası tek bilgi toplamıyla bir medya… O dolaşılan mahalle bir vatandı, o vatanın çevresi ülkeler topluluğuydu, o ülkeler topluluğu düşünceler değirmeniydi… Bu vatanı, mahallenin gökdelenlerinde bir dairesi gibi paylaşma mantığına, bugüne uzantısı olarak kalan, halk iletişimine sunulan (bilgi) bozukluğu ve yetersizliğine, yine de teşekkürler… düşünmeye, henüz adımlayan, halktan önce öğrenmeyi başarılarıyla takdirim sitemimdir, hüzünlü ama umutlu…
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Vakit birlik olma vaktidir.
Biz AZİZ TÜRK MİLLETİ olarak tek vücut olduğumuz müddetçe daha güçlü ve daha özgür olacağız.Bizi ayrımcılık girdabına sürüklemek isteyen şer odakları şunu bilirler ki,bu milleti ancak kendi içinde parçalayarak çökertilebilir.Tarihte de hep böyle olmadı mı..?
Ama bu sefer tekvücut olup kudretimizi ortaya koyma vaktidir.Şeriat gelecek,başörtüsü ÇANKAYA'ya çıktı safsatalarını kimse yutmuyor artık.Sn.Abdullah GÜL de bal gibi bu memleketin hakiki bir evladıdır.Her Türk genci gibi damarlarında akan asil kanın farkındadır.Zaten bunu anlamak için müneccim olmaya da gerek yoktur.Aile yapısı incelendiğinde bu memleketin özbeöz evladı olduğu her haliyle mevcuttur.
Sanırım son OSMANLI PADİŞAHLARINDAN VAHDETTİN'in sözü olsa gerek.Diyor ki,bizim soyumuzdan,deli ,çılgın vs.çıkmış olabilir ancak kesinlikle hain çıkmamıştır diyor.Bunun gibi bu memleketin özbeöz evlatları damarlarındaki asil kanın son damlasını vereceklerini de bilseler asla bu Vatana ihanet etmeyeceklerdir.Kaldı ki Sn Abullah GÜL,şehit kanlarıyla sulanan bu topraklara sahip çıkmadığı takdirde Mahşer inancı gereği Şedit bir azaba çarptırılacağını gayet iyi bilenhakikat inancına sahiptir.Bu da bu olaya bu açıdan bakamayanların göremediği ince fakat en etkili ayrıntıdır.Hatta benim düşünceme göre endeğerlisi...!!!
Velhasılı kelam;
Vatana ve Millete hayırlı uğurlu olsun.Rabbim utandırmasın.
Sonsuz saygılarımla.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta