Takas Şiiri - Nimet Öner

Nimet Öner
228

ŞİİR


76

TAKİPÇİ

Takas


Takas

Dün gece yine bir koşu bize gittim
Duruyorduk terasla gökyüzü arasında sen yıldızlardan taç yapıyordun saçlarıma
Ay diş biliyordu sana
Sen yine o haylaz gülüşünü takınıp yüzüne uydurma sözlerden şarkı söylüyordun
Gülüyorduk kahkahanın göbeğini çatlatırcasına
Ben gülüşüne saklanmak istiyordum sen gel diyordun muzip bir edayla
Uzaktan gözüken gökdeleni işaret parmağınla gösterip orada yaşatacağım seni diyordun
Ben umursamadan gökyüzüm bildiğim göğsüne sokulup bir şiirin saçlarını tarıyordum büyük bir huşuyla
Planlar yapıyordun büyük bir heyecanla ben pür dikkat dinliyordum
Bak açmamış gülüm iyi dinle "yarın Kadıköye gidelim sosisli sadaviç yiyelim ayran içelim.. Sonra vapura atlayıp Eminönü'ne geçelim
Sanki yeni bir dünya inşa etmenin stratejik bilgilerini veriyormuş gibi bir edaya bürünerek ciddi ciddi anlatıyordun
Ben içimdeki muzip çocuğun yüzüme çizdiği dalgacı mimikleri görme diye göğsüne iyice sokuluyordum
Gecenin bir yarısı oluyordu senin canın çay benim kahve çekiyordu keyifle hazırlığa girişiyorduk sanki bir şeylere geç kalacakmış gibi bir telaş vardı ikimizin de içinde
Biz biribirimizi telaşlı seviyorduk!
Sonra bir fincan kahve bir bardak çayla sabaha akoyorduk
İki saat uyku sonrası yine bir telaşla uyanıp gece yaptığın planları uygulamaya başlıyorduk
Her zaman olduğu gibi yine yağmur hayallerimizin saçlarını ıslatıyor biz pes etmiyorduk..
Yine bir çok şey görüyor almak istiyor ama almadan eve dönüyorduk
En çok, sen bana yüzük, ben sana bileklik bakıyorduk.. Beraber olduğumuz zaman kendi ihtiyacımız hiç olmuyor gibi sadece biribirimizi mutlu etmeye çalışıyor ve başarıyorduk
Bak diyordun, "açmamış gülüm şu gördüğün lüks evlerde mutsuz insanlar yaşıyor
Aynı yaşamı paylaşıp Günlerce biribirini görmeyen bir çift sözü birbirlerinden esirgeyen insanlarla dolu şu gördüğün görkemli ihtişamlı evler, birer sığınak sadece!
Bizim evimiz yok bir çoğuna göre yoksul sayılırız ama asıl yoksulluk nerede başlıyor nerede bitiyor işte kimse onu bilmiyor" diyordun
Ne kadar haklıydın biz aslında ne kadar varlıklıydık herkese göre
Ay sonunu ay başına bağlamak için kaç deri atıyor yinede renk vermiyorduk
Sen hesapsız alışveriş yaptığımız günlerden kalma şampuanı kahve ve sigarayla takas ediyordun banka soymuş gibi bir edayla, "bana güven" diyordun
Ve ağlanacak halimize Nasıl da güzel gülüyorduk
Biliyormusun o gülüşleri hiç bir takas hiç bir ücret ile alamayacağımı ta o zaman dan biliyordum
O yüzden anın tadını kana kana çıkarıyordum.
Sevgililer günü hediyen sarı elmalar bozulmasa bir ömür saklayacaktım
Gidip gelip koklayacaktım
Elmaları hediye paketinden çıkarırken söylediğin sözler hiç aklımdan çıkmıyor
"Bak ikisi de e harfiyle başlıyor bu gün elma yarın elmas alırım sana"
Elmas umrumdamı sence diye sorunca yine o gülüşün ah o içine saklanmak istediğim gülüşün arzı endam ediyor ve sen yine beni mest ediyordun.
Herşeyi konuşuyorduk
Konuşmadığımız tek mevzu ayrılıktı biz ayrılığı aklımıza bile getirmiyorduk nereden bilirdik ki ayrılığın bizi çoktan aklına getirdiğini
Önce elleri sonra yolları ve evleri en son şehirleri ayırdı da
Yüreklerimizi ayırmayı aklına getirmedi.
Yada bu ayrılığın belirgin adetiydi
Sen varken su gibi akan günler, şimdi geçmek bilmiyor
Hele akşam üstü olunca karşımdaki gece uçsuz bucaksız bir vaha gibi karşımda sallanıyor.
Şimdi diyorum tam şu anda yanımda olsaydın yine bir bardak çay ve bir fincan kahve ile hayatın nabzını tutsaydık!
Ya da Kadıköy de bir simitçi de ayak üstü bir muhabbettin ellerini öpseydik!
Ya da sarı fırında sabahlasaydık günün ilk çıkan poğaçalarından alıp yola koyulsaydık...
Ya da ne bileyim işte ayrılığı Vuslatla takas edeceğimiz bir ülkeye gitseydik birlikte..

Nimet Öner
...

Nimet Öner
Kayıt Tarihi : 31.1.2020 16:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nimet Öner