Sonbaharda hiç bir şeyi kalmamış asmanın solan yapraklarına;
sadece hastalık getiren bir zaman ve endişelerimiz bu,
boş umutlarca dolup boşalmak; baka kalmak öylece...
Baka kalmak! .
Uyuşmak mı bu dizyakla ey somut aldanış!
Son mükerrerinde değil
Ne son var baharında ne bir ilk!
Hep hışımla gelen bu oturaklı hüzünlerde
Tutuklu kalbimizin
kaderine düşen, son acınmakta değil bu
İlk Ağlamak ta.
Ne kalbi seğiren bir aşka katlı
Ne heyecan ile çözülmüş uçkur derdi
Ufku darlığa yaygın baygınlarındır bu
Her reva ya sürgün aldanıp yanılmak;
aldanıp yanılmak!
Kanmak ta hataya iyilerin işi
Varmak ta yatağa Aşktan mış! .
Hep hışımla gelen bu oturaklı hüzünlerde
Tutuklu kalbimizin
kaderine düşen, son acınmakta değil bu
İlk Ağlamak ta.
Feryat ile solan yaprakların da ölmüş
Ne son adamdır ne ilk kadın da.
Her şeye Musul sayacaksan eğer ahdi
Kan görür bir veba ateşlere salgın
Mut yok, suzluk var derin yaralar gibi
Döl atmaya gelen picler gibidir bu
Hem kırk iki yıldız hem kara bayraklı.
Eteklerin çamura batmış ise Yurdum
Ya kanla yıkarsın ya yakarsın onu.
Lakin Müşerref oldukmu ne fark eder?
Acının Şarkı olmuş Garbı olmuş!
Ne afakın ateş tutan göğünden kork
Ne yerin den çıkar şu kanlı göğsü
Bırak menzile varsın yada durdur onu.
Her şeye rağmen bu hiç bir şey
Benzer mi hiç?
Umudu hınçlamak haklamak ümidi.
Kaldırılmış tezgaha baltalanmış bir ağacın
Tahtaları gibi oyulmak!
Sokulmak ateşe.
Ateşe Kerkük olmak;
Ne fark eder?
Hep hışımla gelen bu oturaklı hüzünlerde
Tutuklu kalbimizin
kaderine düşen, son acınmakta değil bu
İlk Ağlamak ta.
Kayıt Tarihi : 23.10.2016 15:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!