Tahtadan At Gibi…
Arzular çatıştığında
bir anlık mutluluğa kurban edilir
—verilmiş güzel sözler—
Tahtadan at gibi unutulmak da var;
bir yüreği elma çürüğü gibi
ellerinde kurutmak da…
Sahi kaç yıl oldu?
Yedi yıl mı geçti gözlerinden?
Kaç bahar, kaç gün, kaç saat?
Yedi yıl yalnızlığım girmedi yüreğine,
ben nasıl gireyim?
Ben girsem —
gençliğim girmez.
Gençliğim fabrikada işçi,
yaşlılığım ölüme inanan huysuz.
Ben girsem —
ateşim girmez yüreğine.
Gözlerin buz.
Yüreğin karanlık, puslu bir orman;
kapısında durduğum.
Öyle karanlık,
öyle suskun, öyle kalabalık.
Rüzgâr girmiyor.
—Ben nasıl gireyim?—
Bir dalsam karanlığına,
bata çıka koşsam,
yalnızlığıma çarpsam, tökezlesem;
karanlığının pençesiyle yıkılsam bir at gibi,
çıkıp gitsem gözlerinden
—tahtadan bir at gibi—
Gözlerinde tel örgüler.
Parçalayıp şu yüreğimi girsem içeri…
Okyanus dibi karanlığı gözlerin,
ay ışığı sızmıyor.
—Ben nasıl gireyim?—
Ben girsem…
yangınım girmiyor.
Kayıt Tarihi : 1.3.2008 12:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)