sabah şerifleriniz hayrolsun...
...
(ama hani nerede, bir ayağı kırık tahta sandalyenin dayandığı masa,
şu köşede duruyordu)
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Anılar... Kimi zaman bir karanfil kokusuyla, bazen sarı bir yaprağın önümüze düşüşüyle, bir koku, bir sesle gelir sanki... Sisli bulutlar içinde görünür geçer... Tahta bir masaya dalınca gözlerimiz neler neler görür... Duygular sisli görüntülere dönüşüp uçar durur gözlerimizin önünde... İçimizi buruk bir hüzünle doldurur çoğu zaman...
Ve böyle muhteşem dizeler dökülür dilden...
Şair budur işte... Umutla, ışıkla, sevgiyle, hasretle doludur yüreği...
Gönülden kutluyorum sayın Cevat Çeştepe... Yolunuz hiç gölgelenmesin...
Eski bir ada vapuru resmi bana bu güzel şiirinizi hatırlattı...Çok güzel bir anlatım...hiç unutulmayacak bir şiir..Tekrar okumak çok güzeldi,sevgi ve saygı ile.
Bir dakika olmadı henüz, günlük cetvellerden birini onaylarken fark ettim bu gün tarihin 1 Ekim 2014'ü gösterdiğini.
Galiba doğadan ve doğal yaşamdan fazlaca uzak kalmış olmanın noksanlığı olsa gerek.
İşyerimin oldukça geniş sayılabilecek vitrininden baktığımda adını bilmediğim ve yol boyunca belirli aralıklarla dikilmiş ağaçların yaprakları safran rengini almıştı, dün belediye ekipleri biraz şekillendirdiler.
Ama ben hala parktaki asırlık çınarın bir gecede nereye uçtuğunu düşünmekle meşgulüm.
Hani romantizmin doruklarında gezen böyle muhteşem bir eser için çok başka cümleler de kurulabilirdi elbette. Ama bu Ekim sabahı benim ruh halim de bu.
Demem o ki, güneşiniz hiç kaybolmasın, dün akşam bıraktıklarınızı da gene aynı yerde-yerinde bulabilmeniz dileğimle...
Saygıyla selamlıyorum şahane şiiri ve sizi....
Yüreğiniz kederden ırak olsun Sayın ÇEŞTEPE...
ŞİİR: Tahta masadaki karanfil - Cevat Çeştepe
02.02.2014 11:42:00
Güne güneş olup doğabilmek sanırım en güzeli, gecenin ayazında üşümüş karanfilleri ısıtmak, maviye doğru koşan bulutları kucaklamak ne güzel.
Bir de karanfil kokulu sıcacık çay...İnsan yaşamdan daha ne ister ki...Az kalsın unutuyordum güzel dostlar elbet...Şiir gibi, roman gibi....Güpgüzel insan-insanlar....Daha ne olsun...
tekrar kutluyorum usta.. yüreğinize sağlık, sonsuz saygılar size..
Açık pencerelere gülümseyen güneş,odada birkaç anı,cam önünde kırağı,masada yıkanmaya kıyılmamış bir çay bardağı,bir kedi tamamlamak için ayaklarına sürünür yaşamdan çalınmış merhabayı,ama biliriz ki umut var daha,sevdasının kalbimizde yaşadığı gibi,o da yaşıyorsa hala,diyerek sonsuz kutluyor,saygılar sunuyorum usta...
Umut hiç tükenmez. Bittiyse eğer, hayat sona ermiştir. Uzaklara gidenlerin tekrar dönmesi umuda bağlanır. Biraz sonra gelecekmiş, gibi, yollara bakılır hep. Umut dolu günlere. tebriklerimle.
akşam alacası silmeden gözümden gözlerini, şimdilik bana da müsaade
eğer görüşemezsek sıkma canını, mahşer bizim için değil mi canımın içi
ha ben doğmuşum üstünüze güneş gibi, ha güneş çekmiş içine hepimizi
ama umut var ya güzelin en güzeli, yarın sabah yeniden görüşmek üzere
(iç cebimdeki fotoğrafı yokluyorum…., hani sen bir tahta masanın üzerinde oturuyor, elinde karanfil tutuyordun…, yerinde duruyor mu)
...
_________ Yürek sesiniz ve güçlü kaleminiz insanı alıp götüren ,içinde yaşatan bir şiir okuttu ..Bu şiire yazılacak çok sözler var ..Ancak en güzeli şiiri tekrar tekrar okumak.
Kutlarım Cevat hocam sonsuz saygılar Ant10
45050493 - Pasif 22.09.2013 23:31:00 Cevap Yaz | Aktif Yap | Pasif Yap | Bu Görüşü Sil
Şiir: 1489910 - Tahta masadaki karanfil
Yazan: Semra Kındır
Edip CANSEVER İN 'masa da msaymış ha ' şiirini anımsadım Cevat Bey ...ha insanın omuzları ha şu masalar ... şiir okudum ve aldım bu şiiri...sonsuz saygılar efendim .
Yine aynı yerdeyim tam da bıraktığım gibi..Çok eski bir dost gibi kucakla beni.yüreğinle fısıldaşmaya geldim.
Gün ışığı düşerken masaya, güneş gibi doğdun gözlerime gözlerimi kapattım gözkapağımla gözlerim arasında sıkıştın kaldın..İçimi ısıttın..
Masamın üstünde duran karanfil senin.Kokusu boğazımı yakıyor peki ya senin?
Korkuyorum başımı geriye dönmekten. Şu gördüğün kapıdan zor geçtim. şimdi bırakılım an kadar olsada kopkoyu hüzünleri, birer bardak çay içelim. Demli olsun...Sende kaldır artık aramızdaki şu sisten perdeyi..
Kapıldım gittim.Daha neler yazardım kim bilir. Uzun bir hikaye olurdu sanırım..Hüzünlüydü ama olsun.. dünleri ziyaret ettim.kayıpların bilançosunu çıkarttım. Bu gece uyku haram bana..
İyi ki yazıyorsunuz Sayın Çeştepe.. Kutluyorum değerli kaleminizi .. Sonsuz saygılar..
Bu şiir ile ilgili 91 tane yorum bulunmakta