iki şarapçının anarşisinden
bu akşam
ıslak pencerenin sağanağında
o romanlarda adı sıkça geçen
fakat gerçekte cismi bilinmeyen
farzet erguvanların altında
iki okkalı küfür
nemaladım kendime
kimin derdidir ki daha iyisini yapmak için
söyle ha!
kimin derdi eskiden yapılmış olanı yıkmak?
-bit gibi kafama, sırasız
nereden çıktı bu mülteci düşünce-
siktir et!
neyse
hadi ettik!
bikoşu enseme sızan yağmur gibi
sırasız sızan bilcümleye de aynı siktiri çek!
varsay çektik!
dönelim alkollü mevzuumuza
şu 'Nalan'ı bi dipleyebilsem' derken
şarapçılardan biri
'öyle yavşak adama da böyle afet bi karı' dedi
salyasını koluna silerken diğeri
'şarap şişesinden at mı olur? ' demeyin
yemin billah şişeden oydular atı
ki hem nalanı becerip türlü küfürlerle
şarap şişesinden atı devşirdiler hem de
terkisine ben bindim
ver elini İstanbul
tırıs ahengiyle gezdik
sırılsıklam
tüm şehri köşe bucak
sabaha doğruydu
dindar ateist
güverte dolusu
erkek orospu
dişi pezevenk
ve bilimum erdem vaizcisiyle
denize süzüldü tahta at
ve böylece kayboldu mevzu
uzadıkça küçülen gemisiyle ufukta
Kayıt Tarihi : 4.7.2011 20:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!