Bizim, sizin,
Bacımız dediğimiz hanım kardeşlerimiz,
Bizlerden öyle kaçarlar ki, yüzlerini, gözlerini
Takva zannederek gizler kaçırırlar.
Ve hatta seslerini
Dahi öyle kısarak konuşurlar ki;
Adeta o an melek zannedersiniz mübarekleri.
El, yüz ve gözlerin
Ve hatta sesin haram olmadığı
Bir din anlayışını bunlar, ne hale getiriyorlar,
Bazen bilinç nerede kalıyor diye sormak lazım.
Fakat aynı hanımlar,
Pazardan mutfak masrafını
Ve kapıdan geçen seyyar satıcı ile pazarlığı
Pekâlâ, yapıyorlar veya sütçü ile gayet rahat
Bir şekilde ve hiçte çekinmeden konuşuyorlar.
İhtiyaçları
Her neyse onu alıyorlar,
Bir mağazaya gittiklerinde,
Çarşı, pazar gezdiklerinde, oldukça rahatlar.
Aynı hanımlar,
Resmi kurumlar dediğimiz,
Mekânlara gittiklerinde, ise merak
Ve şaşkınlık hat safhada oluyor, çünkü
Sosyal açılımlar öğretilmemiş, sürekli ötelenmiş.
Neden bunlar hiç düşünülmez?
Geleceğin anneleri için kalıcı çözümler üretilemez?
Her halde çıkmaz sokakta değiliz?
Bu insanlara,
Yön verenler, hedef tayin edenler,
Bir şekliyle maslahatı önceleyenler ne dersiniz
Refahlarından
Asla taviz vermeyenler,
Her zaman tazim ve saygıyı
Hak ettiğini sanarak gaflette olanlar!
Ey beyefendiler neredesiniz?
Nelerle uğraşıyorsunuz?
İnsanların teveccühleri,
Çocuklarından esirgedikleri hediyeleri,
Sizleri çok mu meşgul ediyor, diye soramaz mıyım?
Yıllarca devletin
Tahakkümünden bıkmışız!
Ekonomik kriz, enflasyondan usanmışız!
Maarifin Kuran öğretisini,
Âdemin nesebini dışlayarak,
Adeta maneviyata savaş açmışlar!
Kuran’a,
Onu getiren peygambere
En son olan din-i İslam’a susamış,
Yıllarca
Hasıraltı ettiği ne kadar
Ezilmişliği varsa çözümleyemediği
Gözleri kapalı olarak, daldıkça dalmış.
Ve böyle çaresizlik içinde,
Aczi yetini sorgularken, ufukta oldukça
Sakin görünen ve gönül enginliğinde serinleten,
Fevkalade
Huzur veren bir limana çıktığında
Yaratana teşekkür ederek şöyle bir düşünmüş.
Ümmeti olduğu
Ve yıllarca özlem duyduğu
Sevgili peygamber efendimiz,
Her zaman kendi
Nefsini değil, ümmetinin
Kurtuluşunu ve huzurunu tercih eden,
Onun için
Her şeyini vakfeden
Ve her zaman bir çözüm üreten,
Hiçbir aşmada özeli bulunmayan böyle bir insan…
Asliye tinden
Ve aidiyetinden, taviz vermeyen,
Teklif edilen dünya ve nimetlerini reddeden,
Toplumunun her zaman sosyal dengelerini gözeten…
Her zaman zenginlerle değil,
Mazlumlarla olan, varlığını suffe sakinleriyle paylaşan,
Her bir sorunda başvurulan, çözüm mercii bulunan…
Rahmet peygamberi olarak
Gönderilen, hepimizin yüreğini fetheden,
Şefaatçimiz olacağını müjdeleyen,
Aleyhi selatü vesselam efendimiz…
Hayatımızı genel olarak niçin kapsamıyor?
Hülyalarımızı ve hatta rüyalarımız süslemiyor?
Bu kadar mı yabancıyız, rahmet peygamberine?
Evladı ayalimizden
Ve hatta kendi nefsimizden, ziyade
Sevmemiz gereken bir Peygamberi,
Yaşadığımız hayatın genelinde neden hiç göremiyoruz!
Sadece camilere
Ve mübarek gecelere mi hasretmeli miyiz?
Günümüz de
Karşımıza çıkan en büyük problem,
Silik birer birey, mazi ve atisinden bihaber aileler,
Mananın kaybolduğu dolup taşan çeşitli eğlenceler…
Sürekli tüketen,
Asla tatmin olmayan,
her bir şeye özenen bireyler olmamız ne ile ilintilidir!
Artık nihayeti olan
Bir hayatı yaşamaktayız
Giderken dahi bir hesap yapmalıyız!
Kayıt Tarihi : 13.2.2008 14:44:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mustafa Cilasun](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/02/13/tahkiki-elden-birakmamaliyiz.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!