Detaylı bilgi için: http://www.tahirun.net
Fırtınaya tutulan gemilerdik denizde,
Sevdalarımız boyuydu dalgalar.
Sığınacak limanlar bulamadık,
Sığ sular aradık kendimize.
Bir kırmızı martı geçti üstümüzden,
Kahkahalarla süren gecede
Denizden hafif bir esintiyle
Uykusu gelmişti.
Sarılarak yattı.
Sarıldığı kuştüyü yastık mıydı?
Zamanı değildi ölümün.
Eli otomatik silahlı azrail,
Çaldı kampüsün çanlarını.
Avını bulan akbabanın çığlığıydı.
Ateşler yakıldı Salihli' de akşam,
Başı tutuldu bütün kızıl alevlerin,
Şeytanın sofrasında kurardık masamızı
Sohbetlerimiz karışırdı akşamlara
Her gün batımında Ayvalık'da
Kırmızı sıcak, kıpır kıpırdı deniz.
Davet çıkarırdı geceye haspa.
İki satırlık bencil sohbetlerimizde
Çok gençtim,umutluydum.
Ölüm elverdi sinsice
elini ittim yiğitçe.
bir nefes çektim içime.
karanlığa girdi, izinsiz.
Cumbur cemaat giderdik yazları
Dikili'de Cumhur motele.
Ekmek sudan da ucuz,
Koskoca aile doya doya,
Üstelik,
Ondört gece onbeş gün kalırdık.
Siyah bulutları üstüme örten
Gökyüzü yağmura direnir.
Deniz kararsızdır davette,
Lakin, yüreğim gibi çırpınır.
Bir ayağım üzerindedir
Uzandı duvarın dibine boylu boyunca
Bir beter çığlıktı kulağında uğuldayan.
Tanrıların öfkesiydi üzerinden geçen rüzgar,
Elleri titreyerek kavuşturdu iki yakasını.
Hızlı bulutlar aktı üzerinden, sağanak gibi.
Islandı, hiç yaşayamadığı sevdalardı yağan.
Nar çoktan yarılmış,
Sevdaların özü tükenmiş,
Gönül yangınları küllenmiş,
Kadın Beyoğlu gecelerinde,
Erkek Tarlabaşı' na vurmuş,
Kötü adamlar peşinde.
İnce yağan kar örtmekteydi
Aç kurdun ayak izlerini.
Köye indiği varsayılır,
Kulak düşüren kış gecelerinde.
Toroslar'da Atlılar Köyü'nde




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!