Yoruldum artık
Yarım kalan cümlelerin öznesi olmaktan...
Tam ortasında herşeyin
Fakat hiçbirşeye dokunamamaktan...
Yoruldum
Gidişlerin olmalı
Çayın demi kaçmadan dönüşlü
bin ışık fışkırmalı gülüşünden
Ki düşünmeliler kaşlarının çatıklığını.
Havayı boğmalı bir anda
Suskunun oğlu çığlık
Umutlarım ve masumiyetimin yerine
Kederlerimi unutmalıymışım
İlkokul sıramın altında.
En taze uyanışıma şükrederken her sabah
Kardelence mücadele edip
Önce eğilmeyi öğrendim kar altında...
Çocukluğumu tütün tarlalarında
Yitirdim ben.
Soğuk tokat atarken yüzüme
Sular büzüştürürdü ayaklarımı.
Ve ben hissetmezdim
Bir iş yapmanın haklı sevinciyle.
Bir yanım adam benim bir yanım çocuk
Adam yanımla büyütüyorum çocukluğumu.
Masallar anlatıyorum ona bir varmış bir varmış diye
Yoklukları yok ediyorum onun için
Yokluktan gelme adamlığımla.
Soğuk kış geceleri sobaya dönüyorum
Önce gözlerin çekildi sahilden
Sonra dalgalar.
Ne maviliği kaldı denizin
Ne de martılar.
Meğer ne çok kederden
Bahsedermiş şarkılar.
Amansız kaçışlarla yaşadı
Hep yarım kaldı birşeyleri.
Sevdası mesela,yürek ağrısı.
Hüzün mevsimi gözleri vardı
Gözyaşları solup akardı gözlerinden,
Saçları bahar kokardı.
'Kelimelere merhamet eden Adam'a,
E.İbrahim'e...'
Bir akşam serinliği tadında yaşamadık hayatı.
Hep bir hüzün vardı yüreğimizde
Mahalle maçını kaybetmiş çocukların hüznü tadında.
Buğday tenli, kavruk yüzlü akşamlar vardı.
Her gün batımında kına yakılırken gökyüzüne,
Boğazları yakan, nefes alışları zorlaştıran
Kömür kokuları olmazdı..
Ne ozonu tabakasını delebilmiştik daha
Ne de televizyona esir olmuştuk..
Aşkı sordu oğlum dedi:”Nedir? ”
Dedim:”Aşkı ancak yaşayan bilir…
Dedim:”Üç harf tek hece,
Tek kelimelik bir bilmece.”
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!