Sabahın erkeninde harman başında
Beklerdim dedemi çakıl taşında
Omuzunda tırpanlar kasket başında
Dedem harmana gelip tırpan döverdi.
Koyardı tırpanları yere uzatıp
Anladım ki değmezmişsin
Ne sevilmeye ne özlenmeye..
Aslında senmişsin ızdırabın sebebi
Anladım ki gönül verilmezmiş
Yar denilmezmiş sana.
Yıkılsada dünya dört bir yanına
Niye ağladığını söylemez gönül
Dert tasa olmasa da hasret canına
Dokunur da derdini söylemez gönül.
Şiirlere sızlanır efkarlanınca
Efkarım bu gün bir başka ağır
Gözlerim de buğu var yanar şu bağır
Uzayan gecelere bir güneş çağır
Hasret ile geceler zor oluyor dost.
Her yanım riyakar her yanım yalan
Geçip gitti dünler bile
Zaman akıp döndü sele
Geçmişine bir bak hele
Kaldı mı dünden bir eser?
Saç ağardı ve döküldü
Bir gece,
düşlerine gireceğim ansızın.
beni hatırlayıp ağlayacaksın,
özleyeceksin o günleri,
özleyeceksin o sevgiyi,
sen,beni özleyeceksin.
Bu sabah hasretinle uyandım
Bir yas havasında ruhum
Bedenim de bitkin,hasta gibiyim
Bu sabah Yine seninleyim,özlemindeyim.
Dışarıda bir başka hava var gibi
Bir uzun hikayenin de sonuna geldik
Kapatıyorum artık bu son sayfayı da
Efkarı,kederi,derdini tattım,yaşadım.
Ben gidiyorum artık elveda...
Bedel ödendi aşklara ömrümden bazen
Bu şiir bir fırtınada yazıldı
Sanki devrildi ağaçları gönlümün
Vedalar sığmadı gözyaşlarıma
Yüreğimin sesi karışırken ağıtlarıma,
Ben oturdum suskun suskun bir kenarda
Bir zamanlar köyümde,
neler olurdu neler.
O yeşil tepelerde,
salınırdı gâniler..
köyümüzün özüydü,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!