Ayağa batan küçücük bir diken
Her adımı güçleştirir
Acı bir söz dudaktan çıkarken
Acı bir kahve kadar leziz olmayabilir
Şimdi seni sevmem gerek.
Her şeyi bir kenara bırakıp,
Sana yönelmem gerek.
Bir de o, onu unutmamalı.
Belki bir şeylerden
Vazgeçmem gerek.
Karanlık çöküyor
Ben lal oluyorum
Bir kentin kapısından içeri girdiğimde
Kuşlar neden susuyor bahçelerde
Fırtına çıkıyor denizlerde
Aşk ile yaz muhterem
Yaz ki akıp gitsin cerahat
Kirden temizlensin
Rahatlasın kalbin
Yaz
Yazmak hacamat etmektir
Yosun ve deniz kokusu burnumda,
Kalbim senin sahilinde.
Başımı döndürür dalgalar.
Kararsız…
Bulanık…
Yazın kokusunu almıştım aslında.
Saat ikiyi geçiyordu
Her şey her zamanki gibiydi
Moda sahilinde yürüyenler
İskele camisindeki ressam
Ahırkapı’da gemiler
Eskisi gibi bir durakta başlayıp,
Öbüründe bitmiyor yolculuklarım.
Bitmiyor, hiç bitmiyor.
Biri bitiyor,
Öteki başlıyor.
YÜK
Susarak soru sorulmaz
Daha neyi bekliyoruz
Bu yükten kurtulmak için
Ben uğrunda savaşmayı,
Zamanla yeniden barışmayı,
Oyunlarla vedalaşmayı göze alarak;
Koşup geldim dergahına.
Aymaz sanma!
Sen öyle otururken haşmetinle;
Bakardın mahzun, nemli gözlerinle...
Hüzünle bekler bizi kutlu mabed,
Minarelerin ezana bin hasret...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!