"Dudaklarını uzattığın kıyıdan
Gölgem geçerdi
bıldırcınlar en yorgun mevsiminde
Kaprisli ay ışığında hop ederdi yüreğin
Yalnızlığa korkak
Eve dönme vaktine yakın
Bulanık köpükleriyle Karadeniz
Ayaklarıma dert ortağıydı
Pencerenin kırık köşesinedek
Karanlığa sakladığım sesin
Közlenen sobanın sesiyle harlı
Sıvası dökük duvarda oynaşan çizgilerle sabaha
Son öykümüzü yetiştirme telaşında ben
Acemi bir ıslık gibi geçerdim
Geçerdim öyle..."
"Akşam üşümeye yakın
Adımlar sesler tenhalara düşkün
Son dolmuş müzmin bekarlara teslim
Sapsarı bir dinginlik
Yorgun ışıklarda
Bir intihar gözlemcisi gibi çöreklenirken kente gece
Kent senden yoksun...
Gemiler limana uzak üstelik
Başka dünyalar düşlemek daha zor
Anneme hep yalan söylemişim...
Geri döneceğim boşluğun
Bir adı olmayacak
Sıradan bir anısı
Lumbarları yüksek gemiler
Kaybolacak ufukta
Başladığım şarkıdaki gibi
Özleyeceğim son şarkıda da..."
"Simsiyah yaprakları dökülecek anılarının
Dokunaklı caddelere
biriktirdiğin ne varsa üşüşecek bakışlarına
Yaza doğru hatırı sayılır yağmurlar karşılayacak
Ağrılarını
Bir karar noktası arayacaksın uzaklarına
Aklın yaşadığın evlerin sesleriyle yoğun
Gençlik günlerini arayacak soluğun
Günün her anına değişik kuşlar düşüneceksin yine
Tombul yanaklı güleç çocuklarla dolu bir bahçe
Tadı yokluğunda bir öyküye emanet bulutlarla yürüyeceksin...
Gözün saatlerde öznesiz bekleyeceksin
Yürünmeyi unutmuş bir dağ yolu gibi alıngan
Tesellisi eksik sularda
Bir düşünme anında
Gideceksin...
Gideceksin işte..."
Kayıt Tarihi : 29.5.2016 16:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!