Dağlara değil,
Düşen yapraklara yaslanıyorum.
Gözlerimden akan,
Irgat çocukları
Ve ekmek
Ve tuz
Ve çaput…
Ey zamanı koynunda saklayan,
Kuytulardan çekip baharı
Buzdan yuvarlağa seren eller,
Söyleyin,
Zemheri bitmezse
Ardından ne gelir?
Ve ey okyanuslarda pişen bulutlar,
Ocağı tütmeyen yetimin,
Siz bilirsiniz,
Duası ne kadar yükselir?
Bir yaz hikâyesi düşledik;
Olmadı.
Sahillere vurdu deniz ölüsü.
Çiçekli bir portakal bahçesi,
Göveren bir yarım gülüş…
Olmadı;
Hep ayaz yazdı sayfalar üstüne.
Ve şimdi ey şair,
İşte dünya,
Tablo bir:
Uzak bir yerde
Kar altında çocuklar…
Isıtmak için üşüyen ellerini
Anneler, soluğunu değil,
Yüreğini hohlamakta…
Hadi buradan bir hikâye devşir.
Taze olsun dizeler,
Sıcacık dili
Isıtsın içimizi.
Şimdi ey bilgeler,
Soru şu:
Üşüyen bir yüreğin hikâyesi,
Söyleyin, kaç derece olur?
Kayıt Tarihi : 9.5.2015 14:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)