Rübaî
Göz kanlı akar, dil cana neler söyler
Hasretle yanar gönlü, o garip neyler
Her sevgi bağından geçene kısmet yok;
Yollar, nice Mecnun, nice Kerem eğler.
Rübaî-(Terane)
Tatminkâr bir hayat sürerken, ifasız
Rabbimden bîhaber, yaşarken cefasız
Körlükten, kadri bilmeyen bir vefasız;
Bıkmaz yalvarmadan, giderken sefasız.
Osman Öcal
Osman ÖcalKayıt Tarihi : 20.11.2009 17:44:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Mef ûlü mefâ'îlü mefa'îlün fâ Mef ûlün fâ'ilün mefâ'îlü fa'ûl Rübaî: Tam bir anlam ifade eden, kendine özgü bir ölçüsü olan, dört dizelik bir nazım biçimidir. Rübaîlerde birinci, ikinci, dördüncü dizeler uyaklı, üçüncü dize ise serbesttir. İki beyitlik kıtalar biçiminde yazılmış rübaîler de vardır. Her dizesi birbiriyle uyaklı rubailere “rubai-i musarra” ya da “terane” adı verilir. Rübaînin, aruzun hezec bahrinden 24 kalıbı bulunur. Bunlardan; mef’ûlü birimiyle başlayan 12 kalıba “ahreb”, mef’ûlün birimiyle başlayan öbür 12 kalıba da “ahrem” denir. Kalıpların sonu “fâül” ya da “fa” birimiyle biter. Rübaîlerde aşk, şarap, dünyanın türlü nimetlerinden yararlanma, hayatın anlamı ve hayat felsefesi, tasavvuf ve ölüm gibi konular işlenir. İlk iki dize fikrin hazırlayıcısıdır. Asıl söylenmek istenen düşünce 3. veya 4. dizede ortaya çıkar. Türk divan şiirinde daha çok ahreb kalıbına rastlanır. Rübaîler genellikle mahlassız şiirlerdir. Ve divan şairlerinin divanlarının sonunda rubaiyyat başlığı altında sıralanırlar. Rübaî’nin en büyük şairi İranlı Ömer Hayyâm(XII yy) ’dır. Türk edebiyatının en usta şairleri Kara Fazlî, Azmizâde Haletî, Nâbî ve son dönemde de Yahya Kemâl’dir.
![Osman Öcal](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/11/20/t2-rubai-rubai-terane.jpg)
TÜM YORUMLAR (32)