T.Kanar Yüreğim (AĞIT-SAGU-Oğlum Oğuz’a)

Osman Öcal
730

ŞİİR


21

TAKİPÇİ

T.Kanar Yüreğim (AĞIT-SAGU-Oğlum Oğuz’a)

Kanar Yüreğim (AĞIT-SAGU-Oğlum Oğuz’a)

Tat vermişti Ya Rab tuzsuz aşıma,
Gayri zehre banar yüreğim oğul!
Beklenmedik anda geldi başıma,
Akan kanlı pınar yüreğim oğul!

Her kulun kaderi pare pare mi?
Kuzguna kaptırdım ciğer paremi,
Hangi merhem iyi eder yaremi?
Aynı yerden kanar yüreğim oğul!

Elim ile yudum gördüm halını,
Yüklendi komşular taşır salını,
Neyleyim dünyanın zevki malını,
Ağustos’ta donar yüreğim oğul!

Seni kara yere nasıl salayım?
Mezarın başında saçım yolayım,
Alsın yaradanım yoldaş olayım,
Devrildi der çınar yüreğim oğul!

Bu nasıl felaket nasıl yazıdır,
Toprağa verdiğim taze kuzudur,
Giden Vuslatî’nin iki gözüdür,
Rahmet ile anar yüreğim oğul!

Osman Öcal

Sen gittin ya yana devrildi kolum
Bir sızı girdi ki yanıyor solum
Hak'tan geldim yine Hakk'adır yolum
Yaradanım sınar yüreğim oğul! ..........Şemsettin Dervişoğlu

Böyle derde ne teselli nede çare bulunmaz
Bu acıya hangi gönül hangi insan ağlamaz
Doymadın mı kara toprak bir yavrumu alırken
Parça parça oldu dünyam böyle onsuz yaşanmaz...Fatih Dumbay

Evlat acısıdır, çekenler bilir
Her daim gözümden yaşlar getirir
Yaradan sabrını birlikte verir
Acı ile yanar yüreğim oğul

Kadir Baba Oğuz için duacı,
O da çeker sizin gibi çokça acı
Manevi destektir dosta amacı,
Ailenle kanar yüreğim oğul..................Kadir Tozlu

Yüreğim kuzusunu Yitirmişlerle beraber.
Bu gözyaşlarım onlara adanmıştır.

Her türlü acıya durak ki zaten,
Tanıyor yüreğim tanıyor kuzum.
Amma senin acın asıl sızlatan,
Yanıyor yüreğim yanıyor kuzum.

Düşürüp yerlere yatıranları.
Ümidini kökten bitirenleri,
Seni bu hallere getirenleri,
Kınıyor yüreğim,kınıyor kuzum,

Her tarafa iz birakmış hatıran,
Sesin sinmiş baba diye haykıran,
Sensizlik hanemi eyledi viran,
Tünüyor yüreğim tünüyor kuzum..

Yalvardım,yakardım geri dön diye,
Aslanım,yiğidim,parçam,can diye,
Her kapı çalanı gelen sen diye
Sanıyor yüreğim sanıyor kuzum..

Yokluğunda yavrum her anım akşam,
Olsan da kolumu boynuna taksam,
Duvara astığım resmine baksam
Kanıyor yüreğim kanıyor kuzum..

Taşa düştü,can özümden ciğidim,
Boşa düştü nasihatım,öğüdüm,
Et kemikten ayrılır mı yiğidim
Anıyor yüreğim anıyor kuzum.

Islanırım gözlerimin seliyle,
Bülbül nasıl ayrı dursun gülüyle?
Hayaline duyguların eliyle,
Banıyor yüreğim banıyor kuzum

Sentezi her şartta ümide tutun,
Hayat bitmedi ki daha büsbütün,
Bayram olsun bayram geleceğin gün,
Deniyor yüreğim deniyor kuzum..

ozan sentezi/ Gültekin Toga

Osman Öcal
Kayıt Tarihi : 22.9.2008 20:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


DEĞERLİ DOSTLAR, AĞIT TÜRÜNDE BİR DENEME YAPAYIM DEDİM. DENEME GERÇEKÇİ OLSUN İSTEDİM. AĞIT ŞİİRLERİNE BAKTIM. NE YAZIK Kİ BAYRAMIN YAKLAŞMASIYLA YÜREĞİMİZDEKİ YANGININ ALEVİ YÜKSELDİ VE KALEMİMİZ KENDİ YANGINIMIZI MISRALARA DÖKTÜ. Ağıt hakkında bilgi Türk halk şiiri türlerindendir. Bir ölünün arkasından söylenen şiirlere denir. Cenaze çıkan evlerde, yas, matem meclislerinde okunan acıklı türkülere halk edebiyatında ağıt adı verilir. Ağıt'ın karşılığı olarak İslamiyet öncesi Türk Edebiyatı'nda sagu, Divan Edebiyatı'nda ise mersiye adı kullanılmıştır. Ağıt söyleyen kişilere ağıtçı denir. Ağıtlar genellikle dörtlükler halinde düzenlenir ve onbirli hece vezniyle söylenir. Ancak beşer veya altışar mısralık bendler halinde söylenmiş ağıtlar da vardır. Türklerde ağıdın tarihi çok eskilere dayanır. Türklerde Orhun abidelerinde Bilge Kağan’ın ağzından kardeşi Kültigin’in ölümü ele alınır. Ayrıca eski Türklerde yuğ merasimlerinde kamlar veya bahşılar ölünün defni sırasında münasib bir zamanı gözleyerek kopuzları ile yas şiirleri terennüm ederlerdi. Divanu Lugat-it Türk’te “yug veya sagu” diye ağıttan bahsedilir. Alper Tunga’nın mersiyesi yanında başka mersiyelere de yer verilir. En bilineni alp er tunga sagusudur. alp er tunga öldi mü, ıssız ajun kaldi mü, ödlek öcün aldi mü, emdu ürek yırtılur. şeklinde başlar ve devam eder. Ağıdın makamı ve söylenişi bölgelere göre değişir. Ağıt törenine belli kişiler değil, her isteyen katılabilir. Dünya milletlerinde ağıt, mersiye türünün ortaya çıkmasına sebeb olmuş ve şiirler yazılmıştır. Rivayete göre ilk mersiye, Habil’in ölümü üzerine hazret-i Adem tarafından söylenmiştir. Hemen her millette görülen ağıdın İslamiyetten önce Araplarda mühim bir yeri vardı. Bunun için para ile hususi ağlayıcı kadınlar tutulmuştur. Ancak İslamiyet’in gelmesi ile sevgili Peygamberimiz sesli ağlamayı yasaklamış ve bunun ölü için eziyet olduğunu bildirmiştir. Buna rağmen, ölünün yakınları bu acı karşısında yine kendilerini tutamayarak sesli şekilde ağlamışlardır. Bu en çok propaganda vasıtası yapılarak, müslüman toplulukların merhametini sömürmek için şiilerde görülmektedir. Bu fırka güya Peygamber torunlarının derdiyle dertlenmek için muharrem ayinleri yapmışlardır. İran edebiyatında daha çok bu konuyu işleyen zamanla bizim edebiyatımızda da bir tür olarak gelişen Maktel-i Hüseyn kısaca Maktel adlı eserler yazılmıştır. Buna karşılık İran edebiyatında, Mevlid türünden eserler yazılmamıştır. Sadece ölünün ardından değil, harplerin ortaya çıkardığı felaketler de ağıt şeklinde işlenmiştir. Bilhassa halk şairleri koşma nazım şekli ile uzun destanlar yazmışlardır. Bu durum yerine göre şahısların ölümü için de söz konusudur. Türk edebiyatında mersiye türünün mühim yeri vardır. Padişahların, şehzadelerin ölümü ile pek çok mersiye yazılmıştır. Bu durum günümüze kadar devam edegelmiştir. Yirminci yüzyıl halk şairlerimizden Efkâri'nin ölen eşi için söylediği bir ağıt: AĞIT Yarab bu ne ölüm bu nası zulüm Ah edip de ağır başlar ağlıyor Çiçeği burnunda solan bu gülüm Toprağa karışan saçlar ağlıyor ………………………………….. (Efkâri)

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Sevilay Şahbaz
    Sevilay Şahbaz

    KADİR MEVLAM YAVRUNDAN RAHMETİNİ ESİRGEMESİN ..SİZLEREDE SABIRLAR İHSAN EYLESİN ABİM

    Cevap Yaz
  • İsa Erkol
    İsa Erkol

    Ne desek, ne kadar sabır dilesek acınızı yaşamayan anlayamaz sanırım,

    Yinede Rabbim sizlere sabır versin, oğlunuza rahmet eylesin,

    harika bir ağıt olmuş, kaleminiz daim olsun efendim,

    saygı ve selamlarımla,

    Cevap Yaz
  • Zeynep Nilgün Gökçeöz
    Zeynep Nilgün Gökçeöz

    Osman Hocam......Ağıtınızı okuduğumda kendime bir yer aradım ağlamak için..Sanki gözyaşlarımı saklamak istediğim bir yeri bulmak istercesine....Siz dünyanın en büyük sevgisini kara toprakta büyütüyorsunuz...Yemyeşil ama hep ıslak....

    Teyzem evladını kaybettiğinde yazmıştım..O acıyı hissederek.....

    Bil ki bebeğim,
    Bedenim burada kalsa da
    Ruhum senin yanında,
    Korkma, annen her an başucunda,
    Kürek kürek atsamda
    Kara toprağı üstüne,
    O gülen yüzünle uğurla beni,
    Sensizlik çökse de gözlerime,
    Doyamasam fani dünyada sevgine,
    Tarifsiz ıstırabımın içinde,
    Uyutmadan gitmeyeceğim seni,
    Sevdiğin ninnilerin eşliğinde.


    (yüreği evlat acısıyla yananlar için)

    Zeynep Nilgün Gökçeöz

    Sabırlar diliyorum.....

    Cevap Yaz
  • Nurdane Diken
    Nurdane Diken

    Çok hüzünlü ve iç burkan bir şiirdi.
    Usta kaleminizi kutlar saygılar sunarım.

    Cevap Yaz
  • Kadir Tozlu
    Kadir Tozlu

    Evlat acısıdır, çekenler bilir
    Her daim gözümden yaşlar getirir
    Yaradan sabrını birlikte verir
    Acı ile yanar yüreğim oğul

    Kadir Baba Oğuz için duacı,
    O da çeker sizin gibi çokça acı
    Manevi destektir dosta amacı,
    Ailenle kanar yüreğim oğul

    Kadir Tozlu

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (28)

Osman Öcal