Su damlası gibi yüreğim var...
Kırılan incinen yorulan,yoruldukca durulan...
İçime sığmayan kanan, inan sonunda yine yanılan.
Su damlası gibi yüreğim var...
Solmamış, kurumamış,acısı dinmemiş hasreti bitmemiş acılarım var...
Şimdi
şimdi sürgün ediyorum yüreğimden seni...
Gitme vaktin geldi.
Yeterince sakladım seni,kıyamadım yaralarını sarmak istedim.
Ben senin yaralarını sardıkça sen bana yaralar actın...
Acımadın, insaf dâhi etmedin, yüreğin dahi sızlamadı.
Suskunum işte!
suskun!!!
Onca yaşanan zamanın ardından hala kıramadığım kilitler suskun...
Deli gibi tutmak istesemde ellerini, geride kalacak olan, harabe yürekler suskun...
Susmakta vardır aşkta,
Avazın çıktığı kadar bağırmakta...
Deli divane olmakta var,
Hatta ölmekte, aşk uğruna...
Suskunum;
İçimde kocaman, beni hiçe sayan bir suskunluk var.
Tarifi imkansız;
Söylemesi mümkün değil;
Anlatması can yakan;
Konuşursam, tufan kopacak gibi bir suskunluk...
Şimdi gözlerimi kapatıyorum,
Belki mavi derinliklere,
Belki de siyahın en koyusuna...
Sessizim şimdi,
Çünkü açtığın her yara kapanmalı,
Zihnimin karanlık köşelerine sızan...
Susmayı öğrendim,gece gibi zifiri karanlık bir suskunluk...
Sabır gibi sonsuz,acı gibi bitmek bilmeyen, hüzün gibi renksiz,kokusuz...
Can yakan,bir suskunluk...
Öğrendim...
SuZi
Bu sana son satırlarım
Belki bilmiyorsun, senden gidiyorum...
Şimdi dinle beni…
Ben hep kurduğum hayallerin ardından baktım...
Mutluluklarım hiç olmadı,
Ne zaman mutlu olayım desem,
Bugün tebeşir tozuna bulanmış şiirler döküldü satırlarıma...
Yüreğimi parça parça eden,
Cana can kırıkları döken,
Eteklerime sığmayan,
Cümlelerime isyan eden,
Hüzünlerle mutluluğun kardeş olduğu,
Bazen diyorum, toplasam tüm hüzünleri, parmak uçlarıma batarak,
Belki yüreğim kanayarak toplasam hani tüm acıları,
Çocuk gibi debelenen uykusuz düşleri, zifiri karanlık geceleri...
Toplasam diyorum, hani gelenleri, gidenleri, salkım söğüt altında gölgelenenleri,
Tutunanları, tutunamayıp eteklerinden düşenleri...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!