Koşsam öyle;
Yorulmadan,
Düşmeden,
Canım yanmadan,
Nefesim kesilmeden...
Sevemedi yalnızlığı küçük yüreğim,
Her şeye alıştı da gözlerim
Yokluğundaki bu sağanaklara alışamadı.
Gözlerimin her sağanağında,
içimdeki şehrin kaldırımları sırılsıklam oluyordu.
Göğüs kafesimde öyle bir sızı var ki
Adına aşk dediler bu sancının.
Bilmediler ki o,
yüreğimin yaralarını dağlayan,
Uslanmak bilmeyen bir ateşti.
Sessizliğimde Boğuluyorum
Sesimin sessizliğinde boğuluyorum bu gece...
Çığlık çığlığa kanasa yaralarım,
Kimseler duymaz sessizliğimde beni...
Biz masum ruhlarız,
Anasına doymamış çocuklarız.
Bir gece ansızın anasının koynundan koparılmış gül goncalarıyız,
Elleri üşüyen bedeni titreyen masumlarız...
Biz dağların eteğinden koparılan kekikler, ıtırlar,
Maviye benzer hayallerim.
Gökyüzünü her gün tekrar, tekrar boyarım.
Bazen, kanat takıp maviye koşarım.
Bazen de bir yunusun gözlerinde, derin mavilerde kulaç atarım.
Özgürdür ruhum benim
alemden, bir günümü yüzbin zara yazmişlar...
Bitmez tükenmez çilelerim,solyanim hastadir, yüregim mapus.
Suskunluğum çiğlik olmuş duymazmi viçdansiz.
Sesimide rehin almiş işte o vefasiz...
Bir kere gülmek istedim onuda çok gördü hayirsiz...
Şimdi
Ne feryad edersin deli gönül? Haliniden anlayan, yarinmi varki?
Yeri göğü inletirsinde, sesini duyan canınmı varki?
Yıkar feryadın, dağı, taşı
Dert eylersin, gökte uçan kuşu
Hayaller yarım kalmıştı, melekler şehrinde:
Rüyalar eksik;
Meltem esmiyordu bu sabah.
Ne yaprak hışırdıyordu, nede gitarım sesini besteliyordu.
Melodiler susmuş sanırsın, notalar kayıp
Can misafirim, beyaz güvercin bile gelmemişti bu sabah.
Mevsimleri yaza çeviren sevda
Söylesene sen büyümüsün?
Bir bakmışsın, iki serçenin doyulmaz muhabbeti.
Harlı bir alev misali aşkın narında yanan iki ürkek küçük yürekmisin?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!