Tütünümdeki kül gibi uçsa ayrılık
Gölgesi yanaşmasa gece düşlerimize
Mutluluk sarhoşuyken,
Arsız ve çılgınken senle,
Gördüğüm ilk kadındın..
Kana karışmak, bu olsa gerek.
Acılarını, kırık sabahlarda terkettin.
Adanmışlıktan ibaret ömrün,
Uçuk hayalleri olan sıradan yazarlar gibi, aynı nakarata takılmış tüm yeminlerimiz ve inan, aslalarımız yapamadıklarımızdan ibaret.
Düşleri kana bulamışız belkide. Hayranlık duyar gibi kınıyoruz içimizdeki öfkeyi.
Öyle unutmuş ve öyle gitmişki masum gerçeklik, yalın olandan kaçar olmuşuz.
Şimdi süslü kelimelerin, abartı söylemlerin, kalabalık yalnızlıkların arasındayız.
Venedikte bir sandalın ortasında
Suyun yansımasını izliyor olucam
Bir Nisan akşamı,
Yıldızlar, ayla dansederken
İtalyanın sokaklarında
Sorgulara doyamadım,
Saygınlığımda varolmadım.
İstedımkı duyumsamak,
Acıyı içime atmadım.
Buyutmedım,
Önce insan olmalı..
Nasılmı? Yaşama bakabilmeli,görebilmeli dokunabilmeli ve tüm bunları ayrıştırabilmeli kafasında.
Algıları açık olmalı kendi sokağının dışındaki hayatlara..Kendini sunabilmeli tüm çıplaklığıyla, herkesin benliğindeki onaylanma kaygısının ortasında.
Satır aralarına kelimeler sıkıştırmalı. Okudukça değil, yaşadıkça anlamalı insanoğlu.
Acıtası sessızlık
Susmak istemez saatler,
Zamanı al götür
Çek git şimdi
Düş yakamdan
Keskin gozlerin,
Titretse yine iyi.
Mahvetti beni..!
Mahvolmayı özlemisim.
Uyan..!
Gözlerini açmak gibi değil,
Temiz havayı solumak gibi uyan.
Başla...!
Sicilime işlenen bir aşkım olmadı daha benim
Devlet onaylı, şahıtlı bir sevdam
Bir ömre yemın edip
Bir gunu bıle bırlıkte geçıremedığım...
Ben can...
Binlerce soru var kafamın içerisinde çözülmeyi bekleyen ama sen yoksun.. Aylardır haber alamıyorum senden nedir seni benden bu kadar uzaklaştıran? Lütfen destina..
Steganos..