Şuyu vukuundan beterdir(YAZILARIM) .2.So ...

Muhsin Yener
37

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

BİZİM HİÇMİ SUÇUMUZ YOK.! .....SORUNLAR ÖNÜMÜZDE DURMAKTADIR

Sorunlar önümüzde durmaktadır ama biz sadece konuşuyoruz.. Hiç kimse üzerine düşen görevini yapmıyor”....tinerciler hapcılar sapıklar nasıl yetişip bu topluma geliyor saldırıyorlar yol kesiyorlar bizim sucumuz yokmu.? Sanki toplumda suçlu yoktuda 'tinerci'lermi vardı ve suçları hep onlarmı işliyordu.... Nedense sapıklar üçer üçer ortaya çıkıyor....bizler üzerimize düşen görevi yapmadıgımız müddetce daha da çoğalacaklar..Her ne şekilde olursa olsun fakire fukaraya çocuklara yardım etmemiz gerekir bizler ne kadar yardımcı olursak suc oranı okadar azalır,sayınki bu zekat yerine geçer zekat ise dinî bir yükümlülüktür.gercekten zekatlarımızı nereye veriyoruz. bu benim eşim fakir bu benim komşum değip onlaramı.? yoksa gercekten muhtaç olanlaramı.? bizlerin bir an önce taşın altına elimizi koyalım.ben vicdanıma elimi koyuyorum.toplumda bir çocuk kötü olursa ben sucluyum ben ona niye yardımcı olamadım niye bir allahın kulu bu çocugun elinden tutmamış diye........kusura bakmayın çok doluyum kısa kesiyorum başınızı agrıtmış olmayayım diye..hayat lay laylom dan ibaret olsa sorun yok...olmazdı bende bunları yazmazdım......ALLAH yar ve yardımcınız olsun ALLAHA emanet olun...muhsin yener

Tamamını Oku
  • Lamia Canay
    Lamia Canay 09.12.2006 - 03:19

    Muhsin Bey bence toplumsal ve bizde eksik olan bir şeyler var. Varın siz buna eğitimsizlik deyin, işsizlik deyin, vicdansızlık deyin. Buna duyarsızlık deyin, ilgisizlik deyin,ne derseniz deyin biz toplumca duyarsız olmuşuz, hepimiz suçluyuz.Allah sonumuzu hayır etsin.ALAŞARA IŞIK

    Cevap Yaz
  • Muhsin Yener
    Muhsin Yener 07.12.2006 - 01:07

    ** YANITLANAN MESAJ ********************
    ========================================
    Gönderen: atasli//Nadir Sayin
    Alan: muhsin yener
    Tarih: 06.12.2006 18:31:00
    Konu: Son toplu mesaj: Sevgili kalem dostum…
    -
    Sevgili kalem dostum…

    Ahmet güven İsmail Doğan
    Ahmet tahsin İrfan Özlü
    Alaadin Uygun H. Hikmet Esen
    Ali Işık Hacer Alioğlu
    Ayşen Gencer Nurdan Ünsal
    Ayten Karakaş Şefik Aydemir
    Cebbar Korkmaz Hatice Bediroğlu
    Cemal Şimşek Süleyman Tezcan
    Cumhur Karaca Seher Erdoğdu
    Esra Aydın Hıdır Çam
    Fatoş huy Zehra Çelik
    Fatma Farrow Mustafa Uslu
    Hayati Dede Yasemin Ç. Tekin
    İsa Tekin Gülseren Onay
    İshak Özlü Mehmet Çoban
    Resul Üstün Yakup İçik
    Yavuz Bal Sevgili Özbek
    Mehmet Kuvvet Mustafa Yiğit
    Meliha Yüceaktaş Müzeyyen Başkır
    Muhsin Yener Nuray Kara
    Mustafa Kaya 2 Nuri Can
    Nazlıhan Hasköylü Osman Kılıç
    Ömer Turan Türkan Şahin
    Refika Doğan Tülay İçen
    Saadet Ün Sema Figen Akdoğan
    ..................................................Dört – beş senedir şair olma yolunda giderken antolojiye yaklaşık bir sendir üyeyim. Böyle bir site de ilk olmamdan bu ana dek neler olmadı ki…ilk çıkış noktam şiir ve şairliğin engin yolunda giderken nelerle karşılaşmadık ki.. Tabii herkesde olduğu gibi bende de bu yolda gidenin bir ilhamı, amacı ve hedefleri var, eksiklikleri ve artıları var.
    İstedim ki bunlara karşılıklı saygı-sevgi ve içten gelen duyumlarla paylaşım olsun; desdek/katkı ve öğrenim olsun.
    Her yorum yaptığım şiiri ne olursa olsun samimi duyumumla yaptım ve iletişimim de öyle olmasına özen göstermeye çalıştım.
    Eleştirmen (ki bence ap ayrı bir yeteneklilik ve bir uzmanlık dalı) boyutlu değil, duyumsama ve bilinen şiirsellik kıvam/kıstas ve sairelerle oldu yorumlar.

    Belki hepinizin başına gelen öyle inişler çıkışlar olduki: ‘al gülüm – ver gülüm’, şiirlere yorum getirmeden listelere alınması (çünkü bütün şiirlerimi listesine alana yine içten niyetlerimle bende listeme almaya başlamıştım) ..
    Öyle bir sistem içine girdim ki sanki yukarıda kısaca değindiğim öz nedenler değil..falanlar- filanlar özellikle üye olmaya davet edildiğim gruplarda da ana temayı oluşturuyor intibasına vardım. Çok az olduğunu sandığım gruplar ise birer istisna.

    Vurgulanan özdeki merkezin kendisiyle yani şiirle değil sanki onun etrafındaki olumlu, ama daha çokta olumsuz belirtileriyle uğraşılmaktan öte gidemeyen kısır dönğünün içine girmeye neredeyse damak kaldı.

    Media duruyorken, internetin getirdiği bütün olanaklar ortada iken ve gerek siyasi, inaç ve güdülen davalarda toplumun her katmanında başka ve daha onurlu yerler kurumlar, örğütler, alanlar varken, gruplarda ele alınmayan, desdek aranmayan, duyurulmayan yada dövüşülüp-boğuşulmayan konu kalmadı. Bunlar merkezde olan şiir için değil, sanki şiir bunlar için kullanılmaya araç haline geldi.

    Halbuki eger bir dava güdüyorsan şairliğin temel kavramlarından teki de bunu şiirlerinde işlemekti. Tabii bunlarda da herkesin bir beğeni/benimseme ve diğer yanıyla benimsemeyip sınır koyma ölçütü var.

    Dostlar bu geçen bir senelik aradan sonra şöyle bir düşündüm ve kendime sonuçlar çıkartım.

    Siz yukarıda isimleri olanlarla şiirleri okuma ve yorum konularında yukarıda vurguladığım samimi paylaşım intibası verdiniz bana. Ve kiminizle bu paylaşım ötesinde gerçek kalem ve insancıl dostluklar ağına girdim. Hatta kiminizle keskin eleştirisel yorumlar – geri dönümler oldu. Kiminizle ise bir iki içten gelen yorumlardan sonra herkesin kendinde olan çeşitli nedenlerle sayfalar pek ziyaret edilemedi.

    Kiminize belki bu samimi niyetlerle olan yoruma; ya şiiri göremediğimden, ya şiir linkini bulamadığımdan yada yoğun olduğumdan ve antolojinin de aziziliğine uğrayıp bir iki saat sonra yapacağım şiiri/yorumumu unuttuğumdan erişemedim.

    Yukarıda bahsetiğim duyumlarla siz kalem dostuma da yeni yüklediğim şiirlerin artık duyurusunu toplu mesajlarla yapmayacağım.

    Bahsettiğim samimi intibasını aldığım yukarıdaki sizlere bu son toplu mesajımdır..Oluraya eger şiir/şairlik yada edebiyat boyunda genel olarak önem arzeden bir konu olurasa sizlere toplu mesaj atmayı ertelemem.

    Sizden ricam ve istirhamım eger sizininle de bahsettiğim ölçütlerde paylaşım yaptığım intibası verdimse ve zamanınız uygun oluduğunca arzunuz varsa ara sıra sayfama ziyarete gelmeniz.

    Bahsettiğim niyetlerle ve kimi zaman dostluk paylaşım degerinde herbirinizin sayfasını gerek okuma..gerek yorumlama ve gerek deger gördüğüm şiirinizi listeme ekleme boyutlarında ziyaretime devam edeceğim..
    Olurya çeşitli insanı nedenlerden bunda bir aksama olursa hatırlatmada çekinmeyiniz..

    Sevgi..saygı ve dostluk degerlerimle…

    Nadir Sayın
    ..................................sayın hocam Nadir Sayın beyfendinin izini ile şiir bölümü yorum sayfama ekledim..

    Cevap Yaz
  • Yakup İcik
    Yakup İcik 06.12.2006 - 12:12

    degerli üstadim cok güzel güzelde yaziyorsunuz,galiba bu isin basi egitim..egitim..egitim selam ve saygilarimla...

    Cevap Yaz
  • Rifat Kaya
    Rifat Kaya 04.12.2006 - 11:33

    Üstat yüreğin dert görmesin doğru hep konuşuruz hareket yok. aslında derde derman olmak lazım. başka çıkar yol yok.

    Cevap Yaz
  • Birsen Budak
    Birsen Budak 03.12.2006 - 21:25

    öncelikle son zamanlarda ve medyanın bu tür olayları sürekli göstermesiyle sanki iyi birşeymiş gibi çoğalmalar gittikçe artıyor daha kaç kurban vereceğiz evlerimizden çıkamaz olduk insanlara güvenemez olduk etrafta tiyatro oynayanlar çok bu yaşamda sevgide güngeçtikçe içi boş msn ve mesajlarla yaşanmaya başlandı insanı insan yapan ruhun zenginliğini yitirmesin ve yaşatmak için destek versin buradaki insanlar birbirlerine duyarlılığınız için teşekkür

    Cevap Yaz
  • Muhsin Yener
    Muhsin Yener 02.12.2006 - 19:41

    Sevgisizlik hastalığı-Toplumsal cinnet
    Bu bir sevgisizlik hastalığıdır, yaygın ve bulaşıcıdır.
    TV ekranlarındaki görüntüler bir çok insanı ağlatmış. Vah vah vah…
    Aynı olayla ilgili haber TV ekranlarında görüntülerle yayınlanmayıp bir gazetenin arka sayfalarında bir haber olarak verilseydi okuyup geçecektik.
    Devamında okuyacağımız spor haberleri ve sosyete magazininden sonra belleğimizde hiçbir şey kalmayacaktı.
    Biz duyarlı bir toplumuz. Nice filimlerden ıslak mendillerle ağlayarak çıktık, sonra eve gelip çocuklarımızı dövdük. Bizim duyarlılığımız güzeldir. Ağlanacak yerde ağlarız, öfekelenince döveriz.
    Çocuklarımızın ruhlarına korku tohumları ektik, sevgiye kök salacağına yürekleri, kırdık ve dayakla körelttik. Onlar büyüdüler, kocaman kacaman büyük insanlar oldular. Onlar polis oldular, insanları dövdüler, savunmasız genç insanları yerlerde tekmelediler. Onlar okullarda öğretmen oldular, yine çocukları döverek kendileri gibi adam etme yolunu seçtiler. Onlar çocuk yuvalarında yönetici, eğitmen, bakıcı oldular, sevgisizlik hastalıklarını küçücüklere bulaştırmak için yine dövdüler. Onlar büyük devlet adamları oldular, sevgisizlik hastalığına çare arayanları tek tek yok ettiler.
    Onlar ümmet oldular aydınları yaktılar.
    Onlar namuslu oldular kadınları kızları öldürdüler.
    Onlar doktor oldular, onlar mühendis oldular, onlar avukat oldular, onlar tüccar oldular…..onlar …..oldular…onlar hasta oldular, onlar sevgisizlik hastası oldular. Onlar sensin, onlar benim, onlar biziz… Onlar sen değilsen, onlar ben değilsem, onlar biz değilsek…. Çocuklarımızı kimler dövüyor.
    Evlerde kadınlarımızı kimler dövüyor, kimler öldürüyor. Sokaklarda birbirimizi kimler dövüyor.
    Aydınlığı işaret eden bir avuç aydın parmağı kimler kırıyor. Sevgisizlik hastalığının sevgisizlik hastalarınca kutsanan bir dini var. Tapındıkları tek din. Tanrısı ve kitabı olmayan tek din.
    Para dini. Ona tapınırlar.
    Ben.. sen… o… ve biz…
    İşte biz bu dinin mensuplarıyız. Bu cinnet toplumunun mensuplarıyız…
    aramızda bu hastalığa karşı dirençli olan azınlığı bizden saymıyoruz. Sevgisizlik hastalığımızı ısrarla bulaştırmaya çalışsak ta olmuyor. Onca dövdük onları, olmuyor… Elbet bir yolunu buluruz onları susturmanın, şimdi işimize bakalım, dövelim ve tapınalım.

    Toplumsal cinnet ilâhimizle kutsanalım… ileti karanfil-gül

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta