alevin öpüşlerinde buharlaşarak
yağdın, yağmurlar içre toprağa
tohumlar selama durdu önünde
el-pençe divan serilip öyle
damar-damar emdiler seni
hamd-u sena ile
gün geldi
yeşile hasret gözlere fer getirdin
göklerin, bereketli katmanından...
kudretinin tanığısın rabb'imin
mağrur granitleri deliveren
damla darbelerinde rikkat!
bir gergef gibi işledin oyanı
nakış-nakış, hiç usanmadan…
gün aşırı seninle açılıverdi
uyku mahmuru gözlerimiz
sensiz oturulmadı sofraya
sensiz varılmadı secdeye
dökerek, ardı sıra gidenlerin
kutsal eylediler seni kâh
bismillah deyip senden içeni
yılan bile sokmaz belledik
en nadide incisi değil misin evrenin?
gagasında taşındın bir kızılgerdanın
seher rüzgarlarından vurgun yiyerek
ağızları kurumuş yavrularına
can verdi varlığın, kanat verdi…
aşımıza tad oldun, alnımızda ter
gözümüzden katreler düşürdün
süzülerek yanaklardan
arz-ı endam ile...
ibrahim'i yakmayan ateşim ol gel
musa'yı gururla taşıyan nil’im
nuh'a yol gösteren köpükten denizim ol
sakla beni deryanda
bağrında yunus gibi
sol yarısında göğsümün
çığ-kıyametler kopsa da…
2008/
Alpaslan AkdağKayıt Tarihi : 21.10.2009 14:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
su hayattır...
Anlatılanlar hiç de gerçekleşmesi olanaksız söylemler değil.
Şiirin dili,algıların inandırıcılığı,sözün yetkin sunumu,biçemin olgunluğu bu sayfayı ve özenli emeği değerli kılmaya yeten yaklaşımlardan bir kaçıydı.
Kutluyorum Sayın AKDAĞ'ı.
TÜM YORUMLAR (1)