SÜVEYDA
at izinden
it izinden
su içtim
şaki gezdim dağlarında hasretin
bastığım toprak yanıyor
düş müydün sen düşten kalan gülüş müydün
ağır ağır ölüş müydün
buna akıl yetmiyormuş
aşk bizi sınıyor süveyda
gözyaşı yarılmış ellerden geçtim
alnımda biriken yıllara sordum
kuşlarla söyleşip
yollara sordum
gül dikensiz bitmiyormuş
gönül sanıyor süveyda
nice aşklar yaşadık çerden çöpten evlerde
uzak ki binyıllarda o kaybolmuş köylerde
destanlar dokuduk yoksulluklardan
kenar mahallelerde teneke kondularda
onca rezilliğin tam da alın çatında
kitaplarda yazılmayan aşklar yaşadık nice
bulut güldük
turna gittik
çingene sevinçler çoğalttık ayışığında
sürgün ömürlerden sürgün edildik
ateş geldik
su geldik
gönül tutuşturduk gözyaşlarından
“aşan bilir karlı dağın ardını”
“allı turnam selam söyle o yare”
“şeker söyle kaymak söyle bal söyle”
“gülistan bezminin gülleri soldu”
“konma bülbül konma nergis dalına”
“bir ayrılık
bir yoksulluk
bir ölüm “dedik
akkor öptük
gül nakşettik kara taşa
karaydı tüm sevdalar uzun havalar boyu
yaramıza sarmaktan
türküler kan içinde
devran zalımlara kalmış süveyda
hüzzam akşamlarda ayrıldık yarden
bütün şarkılarda söylenen bizdik
erguvani bir kuş ötmüştü hani
şehir tepeden tırnağa aşktan
“hatırla sevgili o mesut geceyi”
hicrana düşmüşse yazgımız bir yol
efkara vurduk da şarap kanadı
unutma beni uzaklarda yakınım
“avuçlarımda hala sıcaklığın”
“ben küskünüm feleğe”
“gözlerinin içine başka hayal girmesin”
“pişman olur da bir gün dönersen bana geri”
“seni ben
ellerin olsun
diye mi sevdim”
ölüm vurdu mührünü mutsuzluk kapısına
silinir de gülüşler gözlerden bir gün
hazan yaprak gibi toplanmaz imiş
boşluk doldurmakmış sensiz ne yaşanmışsa
geçim derdi hayat kahrı dünya telaşı
hüzün gelir de çakılır olmadık gözlerinden
anladım sensiz hayat aldanmakmış
olmadık bakışlarından bana bir ağlamak düştü
“aramakmış oysa sevmek”
aramak bir oyalanmakmış
taşta çiçek bitmiyormuş
gidenler hiç gitmiyormuş
denersin deli gönül
taşa çarpsan
yüke vursan
huylu atlar gibi tersine yürür
bir yol kökünden yolunmuş sevinç
yeniden kök salıp coşku yeşermez imiş
derdi çoban gütmez imiş
kesik kol saramaz muhabbet ile
bir boşluk kanaması ömür - al işte
yanan düş ormanı -al işte ömür
elsiz kolsuz bir çöp gibi
savrulursun rüzgarlarda
al sana hayat
kendini vur dağa taşa
kurda kuşa halın söyle boşuna
yürek dikiş tutmuyormuş
ömür aşka yetmiyormuş
ruhum kanıyor süveyda
adnan durmaz
Adnan DurmazKayıt Tarihi : 12.1.2007 13:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Adnan Durmaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/01/12/suveyda-13.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!