Sustun Susalı Şiiri - Bahadır Çelikbaş

Bahadır Çelikbaş
44

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Sustun Susalı

Her günüm zûl oldu sustun susalı.
Mevsim öksüz kaldı, yıl öksüz kaldı.
Boyun büktü Ay Kız, sevda masalı,
Destan öksüz kaldı, dil öksüz kaldı.

Bırakıp gittiğin o kış gecesi,
Düştü alfabemden sefâ hecesi.
Türküler hep yarım, kayıp nicesi,
Mızrap öksüz kaldı, tel öksüz kaldı.

“Kusurum ne idi, suç mu işledim? ”
Deyip her gün kahrolmaya başladım.
Göğe niyet tutup seni düşledim,
Fincan öksüz kaldı, fal öksüz kaldı.

Sensiz gelecekse bahar çağları,
İstemem! Kar, boran dövsün dağları.
Kış günü sam vurdu burda bağları,
Bülbül öksüz kaldı, dal öksüz kaldı.

O sevdiğin menekşeler kurudu,
Gonca boyun büktü, küsüp eridi;
Yaprak sitem etti, toprak çürüdü;
Arı öksüz kaldı, bal öksüz kaldı.

Peşin sıra çıkıp geldim bilmedin,
Kuş uçurdum, dağ aşırdım, gülmedin;
Kokunu sineme bir kez vurmadın,
Rüzgâr öksüz kaldı, yel öksüz kaldı.

Gezdiğimiz o yerleri görünce,
Yaş oldun gözümde hep ince ince…
Küskün nargilemden nefes çekince,
Nâne öksüz kaldı, gül öksüz kaldı.

Tiryaki avcumda tabakan yara,
Yâd edip o günü, koydum kenara.
Yakamadım sensiz bir tek sigara,
Alaz öksüz kaldı, el öksüz kaldı.

Yetmez mi Ay Yüzlü’m hasret çektiğim?
Yetmez mi bunca dem boyun büktüğüm?
Medet yâ yoluna ömrüm döktüğüm!
Bahadır dediğin kul öksüz kaldı!

(01.02.2012)

Bahadır Çelikbaş
Kayıt Tarihi : 1.2.2012 15:16:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bahadır Çelikbaş