Boğaza baktığın gibi
Bak gözlerime
Ve beni sevmediğini söyle
Ey İstanbul
İçimde açtığın boşluğa
Başka başka coğrafyalar yerleştirdim
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Eksik edebiyat diyor ki:
yazınızı beğendim lakin daha önceleri yazdıklarımda aldığım tepkiyi bende size yöneltmek istiyorum uzun olduğu için sayfayı açan kişi okumak tan çekiniyor oysa uzun yazılan şiirlerdeki sevdanın sapıklık seviyesinde olduğunu düşünemiyorlar sevginin saplantı olabileceğini,bir şizofreniye dönüşebileceğini daha kısa daha sert daha yıpratıcı daha acımasız kelimeler kullanmanı tavsiye ediyorum
Şiiri bir tanıma yada bir kalıba sokmak isteyenler şiirin özsuyuna balçık karıştırmış olurlar.Ama şiir öyle hızlı ve öyle berrak akarki balçıkta bulaşssa onu temizler.Kısa ve vurgulu cümleler yazmak ne demek? Sayfayı açan kişi şiir uzun diye şiiri okumayacaksa zatın şiirle hiç ilgilenmesin şiirde okumasın.Gerçektende sizin gibi birinin bu yorumu yapmasına şaşırdım.
Zeynep hanım bu şiir ve diğerlerindeki uslup gerçekten çok yapıcı ve çok başarılı.Acizane hep söylerim şiir içe sinmeli,uzunda olsa kısada olsa içe sinmeli....Tebrikler
Güzel olmuş tebrikler
şiirde gerçekten hoş imgeler var...belki de sakız kağıdı şiirlerinden nefret ettiğim için imgeye vurgunum bu kadar...
ve özellikle istanbul beni sevmediğini söyle cümlesi...herkes istanbulu allayıp pullarken cesaretli bir feryat...
unut gitsin!...herkes öyle yapıyor...
Şiirinizi ve sizi tebrik eder ...başarılar ve şiir dolu günler diler ...saygı ve hürmetlerimi sunarım....Mehmet Karlı
yazınızı beğendim lakin daha önceleri yazdıklarımda aldığım tepkiyi bende size yöneltmek istiyorum uzun olduğu için sayfayı açan kişi okumak tan çekiniyor oysa uzun yazılan şiirlerdeki sevdanın sapıklık seviyesinde olduğunu düşünemiyorlar sevginin saplantı olabileceğini,bir şizofreniye dönüşebileceğini daha kısa daha sert daha yıpratıcı daha acımasız kelimeler kullanmanı tavsiye ediyorum
yazınızı beğendim lakin daha önceleri yazdıklarımda aldığım tepkiyi bende size yöneltmek istiyorum uzun olduğu için sayfayı açan kişi okumak tan çekiniyor oysa uzun yazılan şiirlerdeki sevdanın sapıklık seviyesinde olduğunu düşünemiyorlar sevginin saplantı olabileceğini,bir şizofreniye dönüşebileceğini daha kısa daha sert daha yıpratıcı daha acımasız kelimeler kullanmanı tavsiye ediyorum
Ey İstanbul
tebrikler güzel şiir
yüreğine sağlık güzel bir istanbul şiiri tebrikler
Turhan Toy
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta