Hayat; klometre taşıymış zamanın içinde
herhangi bir coğrafyanın iki yakasında
çaba(lar) , yüzme bilmezmiş
masum (muş) çocuk kadar
Köpek kadar sadık sahibine
Yinede umudu besle hayat
yaşama asıl dört elle
Kendi kurdun olsan bile
yankılansın kulakların
arasıra odana düşen cılız bir sesle
İnan, bir ses var, duvarlarının ezberlediği
üstüne yansıyan yankısıdır
unuttuğun herşeyin
Dünya, inanmıştır bir kez varlığına
döşeği, yastığı gül kokarken
yorganı örtülüverir üstüne
hiç bir şey yaşanmamıştır zaten
Saatler, gecelerin koynunda uzarda uzar
ne güneşler doğar,ne aylar saklanır
parçalı buluttur hava
Hiç bir eski yenilenmez,yenilir zaman, ekmek değildir o.
Ey hayat
hain yastık
giyinirsin yanlızlığı
son moda vitrinsin artık, camlarına kimse bakmaz
Atlas; üstüne örttüğü yorgandır zamanın.
bir dili olsa der, duvarlar bir konuşsa
utanırdı duvarcı ustaları,birde sır saklamasa
Zamanın tüm birikimi
duvarlarda gömülüdür artık
aslında ses biriktirirler
en yanlız zamanlarında sahibinin sesi olur
kulaklarda çınlar, yankılanır
olmayan gölgelerle konuşur duvarlar
Aşk fakiri değildir zaman
ne aşklar eskir
yoksulluğu artarken kalplerin
Vitrinler can alıcı renklere bürünür
balkonunda hercai menekşeler büyütür
yoksulluğun zengini olmuştur zaman
bedeli biçilememiş açık arttırmadır herşey
Zaman; satışa sürülmüş bekleme anlarıdır
bileti alınamamış yolcudur tüm terminallerde
Zamanla kendine uzaklığı uçurumdur zamanın
düşer
paramparça bölünür.
Öyle küçülür ki aşk
bir bankanın kasa dairesine gömülür
Elinde ki anahtar, açtığın kapının arkası
firari tünel kadar aydınlatır aklında ki soruları
Ey hayat
sesimi arıyorum
olmadığınız duvarlara bağladım ellerimi
Siz beni anlamayın
Ah hayat
sizsiz biz
hissiz siz
sızıdır artık akan zamana bilesiniz
hediyen olsun bu uzaklık
bu dip, bu uçurum,bu yoksulluk
Hayatınızda ki en kötü şey uzak olsun
zaman bilmesin sırtımda nasıl bir görevle taşındığını
Çaba; yüzme öğrenememiş
Çaba; boğulmuş bir coğrafyanın iki yakasında
Bir tek doğa farkına varmış
zamansız bir karşılaşma
vedasız bir yolculuğa çıkmış
hesapsızca savrulmuş zaman
Her masaya yatırıldığında, aşk
ölü çocuklar doğurmuş
SUS ve vazgeç gönlüm
Kayıt Tarihi : 26.12.2007 20:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Güler Ataş](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/12/26/sus-ve-vazgec-gonlum.jpg)
TÜM YORUMLAR (4)