SUS GÖNLÜM.. dile getirme..
Sen dile getirdikçe, yaralarım acıyor..
Daha da meraklanıyor
Sabretmek daha da zorlaşıyor..
Her susuşun bir cevap olsun Sevgiliye..
Her susuşun içten yakarış olsun..
Her susuşun umudun olsun..
Her susuşun sevdiğinin vurgusu olsun
‘’SUS’’ Gönlüm
Güçsüz dermansız kalıyorum.
İçimdeki fırtına dinmek bilmiyor
Kelebeklerim ölüyor sanki birer birer...
Çığlık çığlık haykırsam diyorum döksem içimi...
SUS diyor gönül...
Mis kokan toprak yerine artık hüzün kokusu bürüdü ortalığı.
Sevgililer yürüyor önümde.
Kıskanmam desem YALAN!
Bağırıp çağırmak istiyorum,
Neden benim sevdiğim yanımda değil?
Neden adımlarım yapayalnız?
Nedennn? Söyleyemiyorum...
SUS diyor gönül...
Dostlar gelip geçiyor benden.
Sıralamak istiyorum soruları ardı sıra
Beni gerçekten seviyor musun?
Acı günümde de yanımda olur musun?
Karanlığıma güneş umutsuzluğuma umut olur musun?
Beni sever misin?
Gerçekten sevebilir misin? ...
Olmuyor düğümleniyor dilim...
SUS diyor gönül...
Dünya... Yalan dünya...
Sevgili Yalan, Şu yaşıma aldırmadan ne kadarda yorgun düşürdün ruhumu.
Ah yalan dünya bıraksana beni tutmasana karanlık kuytularında...
İçim ÇIĞLIK dışım SUSKUN
SUS diyor gönül yine...
Suss..
Suss
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim