Düş bilediğimiz fukara yüreklerimize, sevda yakıştırdığımız kırık aynalalar, öptüğümüz şafakları yeniden yansıtıyor öykümüze...
Gidişine tanıklığımın esaretinde bir bulut, rengini terkediyor üstümüze.
Susarak kahpeleşen dilimde, lal haykırışlar.
Bilirim esrik muhattaplarda donuk bakışların, yangınlar da dağılışını.
Sigaramda sayamadığım nefesleri sana harcanmış şiirleri elbette...
Gözlerin iki dudak arası hasret öpüşler.
Gel ey sevda!
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
susmak bazen en iyi cevaptır,,tebrikler
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta