6-]Başlangıcın ittifakı toplumunda, halkın bireyleri eli ile topluma katılımıyla çok güçlü bir sirkülasyon alanı yaratılmıştı. Bu aşamada, üretim alanı sadece üretim alanı kalırken; halk, tüketim alanı cazibesi olmuştu. Böylece halkın var oluşu ve devam etmesini süreç etmişti. Artık kimi toplumsal girişmelerin içinde, halkın müdahilliği de, sağlanmıştı. Ancak zihin devinmesinin Güneş sistemli birlik ekseni uzay zaman düzlemi içinde; üretim ve tüketim alanları aynı yer olacağından bahisle; burada halk yoktur.
Halk, ya dünya ölçeğinde kendi kaderi ile baş başa bırakılacaktı. Ya da seçme ayıklama kriterlerince içselleşen zaman zemin boyutlu işlev kuant paketlere dönüşüp, kişi içtenlikçe organizasyonlarla da süreçlere katılacaktı. İkisi de olası, ikisi de mümkün ve yürür de olabilecek durumdur. Eğer dünya da yaşamı uygun olursa, Dünyada kalma olasılıkları vardır. Çünkü gelecekteki o günkü şimdiki zamandaki Dünya da; artık eski insanlık Dünyası değildir.
Bu yüzden halk, karmaşık olandan daima geri düzlemlerin meftunu ruh taşıyan, ilişki düzen tikelcisi olanın kolaycılığına kaçar. Yani organize olup, işlev eşip, gelişip olgunlaşıp, şebeke ağ ilişkisini taşımak istemezler. Yeni sorunlarla, yeni sorumluluklar almak yerine; kendi kararlı, istikrarlı, yalın düzenlerini bozmaktan hep kaçınırlar. Bunun için halk hep, ilkteki aşamalar içinde kalan düzlem pozisyonlarına çekilmeli oluşla, gel git eğilimli olmuşturlar.
Bu nedenle halk, çoğunlukla sosyal birlikçi (etnik) ruh tandanslı ve sürü düzlemli eğilimleri daha bir belirgindir. Çünkü bu düzlemlerde sorumluluk başkalarındadır. Yine buralarda halk ruhu en temel durumuyla yaşamını sağlayıp, çabucak en az enerji tüketimli, kararlı düzen pozisyonuna geçiyordu. Halk hiç canını acıtmıyordu. Uydu olmak işine geliyordu. Fazla tüketimleri bilmediğinden, bunun bağıntı sorunlarını ve gereklerini de bilmiyordu. Haliyle bunları da istemiyordu. Bu nedenle de özgürleşmeyi bilmiyor; özgür eşmeyi duymuyordu bile!
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta