duydun mu Salvador Dali düşmüş gökyüzünden
mızrak bacaklı filler gibi dört ayak üzerine.
piyanonun tuşlarında dolaşırken iskelet parmaklılar
birde ne görelim;
her susuz parselimde boy vermiş ağaçsız ormanlar.
nadide bir tomurcuk olup açmış
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
GOYA’YA, VAN GOGH’A BİR KAÇ SUAL; DALİ İLE HASBİHAL
KUSURA KALMAYIN ABİSİ
NE VANGOK
NE DALİ
BİR TÜRLÜ ÇÖZEMEDİM
BU SÜRREALİST DİLİ
SANATSIZ ÜNİVERSİTE
BİR SAAT RESİMLİ LİSELİ
BİRİLERİ ANLATMADI BU DERSİ
SÜRÇÜ LİNA ETMİŞSEM EĞER
CEHALETİME VER
BİRİLERİ 'AYyy! ' DEYİP BAYILIR
BEN KAHRIMDAN AYRAN OLURUM
AYRANLIĞIM
HANİ SENİN
“ iki bacaklı, fesleğen saçlı kuzu kapamanın”
YANINDA DA İYİ GİDER..
TUZUNU DA SEN ATIVER
Ah van gogh ah
Sararmayı çizdiğini sanırsın
Ama belli ki
Senin resimlerindeki köylüler
Aç kalmamış
Ve çalışmamıştır inan bizimkiler kadar
Benim dedem genç ama
daha kambur
seninkinden
daha da yaşlı durur
Bilir misin neden
Yüreğinden öz oğlu vurur
Öz dölünün bıçağı çıkmaz can evinden
Biliyor musun dostum
Patatesi bizim yoksullarda
Aynı yer
Etsiz, yağsız
Tatsız tuzsuz
Öyle tek başına.
Paylaşarak
Gözlerinin içine bakarak
Yani günahsız..
Tabakta aynı ışığı görürsünüz
Ama seninkiler.
Yoksuluğuna küfreder
Benimkiler
Yarı aç kalkar
Yine de şükreder.
Ah Van Gogh bir görsen
Yüzündeki korku kadar sarı değil
Senin resmindeki boya
Üzümdür gözleri kapkara
Ellerinde öpecek yer mi var
Tırnaklarında kan
Avuçlarında yara
Hani güzel olsun diye hayat
Kızın adını SEVGİ
Oğulun adını UMUT koymuştuk güya
Ama her kızın yüreğinden bin Ferhat,
Her gencin gönlünden nasıl bir Leyla,
Her yiğidin yüreğinde bin bir sevda
Her annenin avcundan,
Kaç güvercin havalanır dağlara.
Havalanır da ne olur
Kanar da birilerinin havuçlarına
Daha ilk kanat çırpışında vurulur
Düşer avcıların kanlı avuçlarına
Onun için sevdalarına bin türkü yakılmış
Ağıtların dumanı tüter can evinden
Onun için ben daha deliyim senden
Annesi ninnilerle büyüttü güya
Kim bilir hangi güç
Hangi ihtiras
Hangi ezber
O yiğidi çırıl çıplak soyup
O kazığa geçiren
Hani bilirsin tuvaline çizmiş ya Goya
Elbette bilirdin Goya
Kimdir o tuvale düşen şeytan
Eliyle ayağıyla
Kılıyla kılığıyla
Düpedüz insan
Elbette bilirdin
Kaç dilden kahreder
Konuşur küfreder kaç lisan
Kayaların üstünde gök keçi gibi
Kahpe gülüşüyle
Kaç kere çıktı yoluma bilsen
Kimi havari kılığında
Kimi haham
Kimi Müslüman
Kimi güvercin
Sen olda ayrımına var
Gel de çık işin içinden yiğitsen
İlginçtir
Ne İsa’nın sözlerinden korkar
Ne Tevrat kovar, ne Kuran
Ne de nuska kar eder
İşte öylesine bir aksi şeytan
Bire Goya sen bari bunları
Tuvalinden kovsan
Vay önündeki cemaate
Nasıl düştüler tuzağa
Vay ki cadılar bayramına
Bire Goya desene
kim geçirdi onu kazığa
Bir de onun Türkçesini söylesen
Sen var yaa
Güzel kadını
Ağzının tadını da biliyorsun haa
Senin Majan da
Benim bacım da çıplak goya
Ama bir farkla
Senin ki şehvetinden
Benimki
bulamadığından sefaletinden
DALİ
DAAALİ DAALİ
Bu nasıl ad
Sanki araba düdüğü
Fili fili
Bir şey diyeyim mi
Kafadan çatlak bu Dali
Ya ben cahilim
Ya o afili
Ya da
Pirü pak bir veli
Armuttan çalgı
Kütükten kitap
Her şey havada uçuyor yani
Hiç anlamadım ben bu dili
Ya o gözlere ne demeli
Görmesek inanacağım
Bire Allahın
Şapşalı şapeli
Ne o masanın hali
Ah Dali
Ooh Dali
O penceredeki kız
nasıl denk getirdin bilmem
hani şu dünyalar güzeli
Adamı günaha sokar
Dininden
Abdestinden eder
O arkadan yarı ıslak profili
İstese
Delirmese
Neleri nerede görür namussiz
Kim çizebilir
Kelebekler kadar özgür bir gemiyi
Ve de bir o kadar renkli
Ya o masmavi denize ne demeli
O iskelede yürüyen ayaklar ruhum sanki
O gözleri çerçeveli kadın
Ne kadar da kibirli
Atlar atlar atlar
Kardan ayazdan
Çığdan beyazdan kanatlılar
Kopmuş zincirlerden bağlardan
Kim tutar yüreği özgür olanı
Kim bağlar
Kopup gelirler dağlardan
Hangi mavi daha güzel
Hangi güzellik aşık eder
Kim haz alır denizden
O dalgalarla sevişen adam kadar
Öylesine bir kadına raslamadım be dostum
Ben onca sahilde
Bu devirde
Kadınlar geçim derdinde
Bir lokma ekmek arar çöplerde
Kadınlar paralı koca peşinde
Kitap
Dalgalar
Rüzgar
Yem yeşil dağlar
Yunusça sevgili nerde
Öyle kaygısız düş gören
İpek böceği gibi kozasını ören
Öyle bakınca ışık gören
Sefa süren
Bir kadın yok bu devirde
Ruhları sürünüyor yerlerde
Paramı onur mu
Seçim derdinde
Takılı kalmış sevdaları
Dikenli tellerde
Bu Dali var ya bu Dali
Zıvanadan çıkarır adamı
Ya resim bilmiyor
Ya çocuk
Ya zır zır deli
Ya da ak sakallı
Pirü pak
Bebek kokulu bir veli
Ama renkler bir harika
Yiğide de hakkın vermeli hani
Eh,
Zahmet olmazsa
Lütfen yani!
Bakmaya dayanamayacağım
Bu güzeller
Bu renkler
Beni deli divane eder
Çatlarım hasetimden
Beter ol Dali beter
Daha bakamam
Artık yeter..
Benim yüreğim haset
Benim yüreğim nefret
Benim gönlüm gurbet
Benim gördüğüm hasret çeker.
Mahmut NAZİK 2009 MERSİN
bağışlayın beni, şimdi onun ön hazırlığındayım
iki bacaklı, fesleğen saçlı kuzu kapamanın açlığındayım.
duydunuz mu Salvador Dali düşmüş ….
Harika işlenmiş dizelere içerik, beğeni ile okudum kutlarım...
Saygılarımla...
cümlelerin arasında zekice iletişimler var. 'bundan sonra dedim, sayın hanımefendi ': buralarda bir hazırlık var sanki, sona gelecekler o an da yaşanıyor olabilir:'şimdi onun ön hazırlığındayım '
sürrealizmin gerçeği aşan kıvrımları, daha bir belirginleştirmiş sanki cümleleri, üstüne basa basa.
dalinin meşhur saati var ya, onun geçtiği bir macera yazmalısınız sn Çeştepe. harika yazarsınız
Salvador Dali gerçekten deli miydi? Yoksa bazı gerçekleri resmettiği için mi deli damgası yedi? Oysa dünyamızı ,onun resimlerindeki gibi, ağaçsız, susuz Bırakan bizler mi delirdik? Doğmamış çocuklarımızı nasıl bir dünya bekliyor? Yoksa hiç bir şeyin henüz farkında değil miyiz?
Dünyamızı yoksa gerçekten deliler mi idare ediyor? Çıldırmışçasına birbirini katleden, insanlığın yüz karaları....
Sürrealist şiiriniz kelimelerle çok güzel oynamış.Tebrikler.
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta