Kadıköy’de bir balıkçı meyhanesi
dar bir sokağın iki yanında
karşılıklı sohbete dayalı aşk sofrası
gülü seven de burada dikenini seven de
sokakta oturmaya bayılıyor sevgililer
ben de bayılıyorum, ben de hem gülü
hem de dikenini seviyorum
her gülün kokusu farklı
bir de kokmayanı var
öylece durur bir köşede
acemi aşıkların ziyanıdır derler
ellerim bembeyaz
yalnızlığın sert rüzgarları
mor bir ölüme hazırlıyor
karşımda oturanın elleri yok
saçları ise hiç yok
saracak bir şal istiyorum
saçlar sarmayınca
sert rüzgarların anılarımı
avuçladığı bir an
haram gecelerden kalan
bir mum ışığında
gözleri var karşımda hançer soğukluğunda
çocuksu gülüşlerinde nedenler var
benden uzak
eriyen yılların hesabı ödenecek belli ki
demir tavında dövülüyor
öpülesi dudakları zehirli elma turtası
derinlerimdeki deniz dalgalı
bir o kadar da lacivert vurgun zamanı
bir telaş geliyor ellerime
ellerim durur mu özgür bir yandan bir yana
aşkı dokuyor sürgündeki gözlere
bir balık geliyor masaya
birkaç meze bir de bardak
bardağa aşk koyuyorum
hani aşk dedimse ulaşılmaz
içmeye çalıştıkça dökülen cinsinden
sonra birden bir keman sesi
telaşlı bir gecenin
yalnızlığa meydan okuyuşu
benim bir şarkım vardı diyecek oluyorum
şarkılar da uzak benden
şarkıların da senin kadar
günahkar demiştin ya
o günden bugüne uğramadı semtime
yokluğunda ellerim beyaz
ellerim çaresiz ellerim boş
geceyi dolaşır durur tekrar uğrar tenine
Kadıköy'de ağladım bir balıkçı meyhanesinde.
Kayıt Tarihi : 19.3.2020 14:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.