Sürgün Serüvenler Yazgisi

Bütün yolculuklardan daha uzundu
Bütün agrilardan daha kederli agitli hüzünlü
Bir yerden sonra yorulup tükenip dinlenmeye cekilen
Gözyaslari her bir yagmurdan daha saganak silsilesi ve yogun
Hep yollarda olup da vardigi yeri her yerden cok ardinda birakan
Yuvasi bozulmus kuslar gibi ve yatagindan bozguna ugrayan irmaklar misali
Yarali kanatlarina dünyanin yükünü sararak
Ne bagdaki gazel ne yücelerdeki rüzgar
Hic bir turna kusu bizim kadar yeri yurdu bilinmez göclere
Sonsuz bir yolculugun dört kolunda katarlanmis her yerden uzak
Siradaglardan
Sisli tepelerden
Düz ovalardan yamac enginlerden
Karli boranli sarpa sarginlara ve harami yalnizliklara bizim kadar
Yitik yoksun ve derbeder degildi
Ve türlü dertlere asikar bütün sazlar sesler türküler
Arabam kirildi kaldim buralarda, seker söyle yare diyara bal söyle
Gülüm, ardimiz harami ugrumuz ölüm..
Tutmuyor ne kol ne kanat ne hal ne hasbihal biliyorsa azatlik kendi söylesin
Cünkü gülümseyince kendi kadar güzeldi dünya
Ay güzeldi bag güzeldi günes güzeldi od güzeldi ocak güzeldi
Tütün tütüne odalari evleri virana bosaltmadan evvelin sargin dumandiydi
Daha dündü yarina giden ciglik
Ne durursun beklemek baska zamandir kardelenleri kadar insan güzeldi
Simdi kacinci hozan harmandir
Kac bir evrende sönmüs yildizini arayan bu kainatsiz eksen istikametinde
Berlinden amisterdamdan brükselden paristen
Salzburg lüpliyana maribor viyena budapeste zagrep belgrat nis
Sonra burgaz
Sonra sofya
Sonra edirne istanbul ve tersine uzun kamyonlar refakatiyle
Hicbir diyar
Bizim kadar öksüz ve yetim öykülerin serüvencisi degildi

Mart / 21