nefesimden her yayılan ısı
soğuğun içinde yok oluyor
her yerine dağılıyor şehrin
en tenha ve sessiz uzaklara
soluk soluğa koşup
uzanıp gidiyor sonsuza
uzaklaşmak istiyorum aslında
meskun olduğum yerden
kafama bütün soruları doldurup
kimi zaman nefes nefes alınmış ıstırap
kimi zaman dünyadan izole edilmiş sessizlik
içim bilcümle düşman unsurlarla dolup taşmış
şuurumda tanıdığım bir çok kimlik
enkazları kilometrelerce ötede
sevdası sır bir yerlerde
bir gözyaşı damlıyor
gözyaşının müsebbibi hayat denilen mefhum
kıyılarında kaybolmuş yüzler
pırıltılar yansıyor şehrin trapezlerinden
fırtınalar yıkıyor hayallerimi
akrep sancılara maruzum
hamt yolundan geçiyorum
masal gemim lodos rüzgarıyla dolu
büyük dalgalar iç içe
halka halka birbirinden ayrılmış
denizlerimde iştahsız gürültüler
la tahzen zikrindeyim
Allah bizimle beraber sırrına muttasıl
sürgün renkler düşüyor cama
yeni coğrafyaları keşfe çıkıyorum
okyanusta bir inci yalnızlığına çekilip
her faninin aldırmadan geçeceği tesadüflerden
dikenli bir gül kadar ıstıraplı
içimde yırtılıyor vasıfsız arzular
dokunulmaz kılınmış her mağlubiyet
yokluğa ramak kala
düşlerim kabusa dönüşüyor
bahaneler beynimde sese bürünüyor
sıra dışı hadiselere duçarım
gördüğüm rüyanın tabiri yok
zeval buluyor içimde ki uğultu
aklımın sahrasında yitirmişim kendimi
usulca talan ediliyorum
nefes alıyor kılavuzsuz hislerim
kuru taassup fikrim
dağarcığımın kolunu ağır ağır kaldırıyor
kapıyı usulca aralıyor
bir adım geri
bir adım ileri
açıldıkça dağılıyorum
gözlerim bir kum fanusun yamacına eğilmiş
nerdeyse kendini tutamayacak ağlayacak
gözyaşıyla yüklü kan kokuyor şafak
dudağım kor alevli demirlere yapışmış
bir söğüdün dalına esrik kavramlar fısıldıyorum
irtifa kazanıyorlar
dünya dar geliyor ezberlerime
ocak akşamları okşuyor saçımı
boz sessizliğimden hıçkırıklar tırmanıyor gökyüzüne
bir yanım lal olmuş
bir yanım soluyor soğuk soğuk
gökle yer arasında
kirli dumanlar tütüyor
yangın yeri yüreğim
aynadaki aksimde donarken suretim
bir elim yasak meyveye uzanıyor
bir elim o korkunç sefalete
saatleri hıfzediyor ocaktaki ateş
meşe odunlarının çıtırtıları henüz taptaze
bir başka aleme uçuşuyor kıvılcımlar
hayal dünyasında hiç eskimeyen izler
her hususta şek ruhumu kaplamış
her şüphede akıl nurum sönmüş
kuşkulardayım tamamen
bir töhmetin esaretinde hükümlü
kötü zanlara müptelayım
turuncu bulutlar serpiliyor denizin öbür kıyısına
tuzağına düşmüşüm serinlik yüklü akşamların
uzağında kalmışım saatlerce
ruhumun limanına sürüklenmekte bir parlak yıldız
iskeleye yanaşan gemilerimi dalgalar sarsıyor
gümrük defterine yazılıyor
tılsımlı bir çok işlem
hesap gününe sunulmak için
redfer
İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 31.1.2022 07:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!