Zülüflerini yıldızlar tarar laciverdi sularda.
Ay ışığında yıkanmış kirpikleri.
Yüzünün derin hatlarında saklı hüznü, her kıvrımında ayrı bir ritüel.
Gecenin gizinde dolaşır,
Her adımda yalnızlığı yudumlar.
Sermest tebessümler dağıtır sokak lambalarının altında iç çeken yoksul sızılara.
Göğsündeki, kamburlaşmış yaşam kırıntılarına saplanmış,
Boynu bükük dolaşır kendi içinde.
Evren’in iç sıkıntısından yaratıldı belki de insan.
Oysa kendi çıkmazındadır her çare.
Diz çökmeyen yazgısınadır kırgınlığı.
Sol göğsünün altında ertelenmiş umutlar yığını.
Kendinden kaçsa da her daim ensesinde geçmişi.
Çalakalem hayat çekilir dert değil.
Dağın ardında Serhat buğusuna bir vuslat taşır bağrında.
Murat suyuna karışmış özlemleri.
Kolay iş değil dağa sevdalı yüreklere tutulmak.
Umudu diri, inancı kavim olana her daim sürgündür aşk...
22/02/2019 Atina
Kayıt Tarihi : 14.6.2019 02:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!