Git diyorsun bana
Söyle nasıl gideyim
Mecnuna dönmüş gönlümü
Çöllere mi süreyim
Kurak topraklar gibiyim sensiz
Hiç Bilmeyeceksin
Can tanem
Hiç Bilmeyeceksin bu satırların sana yazıldığını
Gecelerin hasretinle yandığını
Ben bir kadınım
hassasım, narinim, kırılgan yönlerim var
Güçlü olmak
Her zaman ayakta durmak
Her yükü kaldırmak zorunda değilim
sen güçlüsün diye düşmeyi hak görmeyen
Gel Oturalım seninle
Bir çift, aşkın belini kıralım gözlerimizle
Sen bana şiirler oku
Bu defa kahveyi ben yapayım ellerimle
Kendime...
Öyle kırgınım ki kendime
Ne ah edecek, ne eyvah diyecek yüzüm, ne de şikayet edecek tek sözüm yok
Boğazımda binlerce kelime
Olur olmadık bir zaman da
Olur olmadık bir yerde
Yaniveriyorsun aniden
Varlığını unutmak istediğim,
kan pompalayan, o hain organın içinde
Kaçmaya çalıştığım her anda
Ne sen bana geleceksin ne ben sana
Bir gün karşılaşacağız bir köşe başında
Belki de başka kollarda
İki yabancı gibi geçeceğiz birbirimizden
Saklanacak gözlerimiz gözlerimizden
Ne sen bana bakabileceksin ne ben sana
Eski çok uzun bir masalsın sen benim için
Anlatmaktan korktuğum
Kendime sakladığım
En masum itirafım
"Şafak söktü yine
Sunam uyanmaz
Hasret çeken gönül derde dayanmaz
Çağırırım sunam sesim duyulmaz
Uyan sunam uyan
Derin uykudan"
Senin İçin
Senin İçin kalemimi son kez elime alıyorum
Bunlar sana yazdığım son satırlarım
Adın bir daha geçmeyecek aklımın ucundan
Tek bir harfte bile sen olmayacaksın
Yıkılmış, harabeler
Viran hep sevmeler, sevişmeler
Hüsranın pençesinde geceler
Adını Koyamadığım
Hiçliklerdeyim...
yüreğinize sağlık harika olmuş...