ALLAH’IN bayırında bir armut ağacı yalnızlığında görüyorum kendimi…
Sol tarafım bayır, yukarıya doğru yükselen dağ yamacı, sağ tarafım denizi yalayarak binlere metre kumluk…
Yüzlerce insan denizle kara arasında taban döküyor ve ben, kuru bir tahta masada, çayım, sigaram, bilmem kaçıncı defa biten mürekkebi ile kalemim…
Çocukların sesi bozuyor yalnızımsı düşüncelerimi. O ana kadar kendimi armut ağacı ile özleştirirken, kaşımdan düşen ter damlası, bir anda görüntümü değiştirdi.
VE BEN YALNIZIMSI DÜŞÜNCELERDEN, YALNIZ DÜŞÜNCELERE BOĞULDUM.
Kafamı kaldırıp kaldırıp bakınca, kalabalıkların arasında tekliğim aldı götürdü beni bilmem kaçıncı düşüncelerin ardında olan sana. VE BEN YALNIZIM, YALNIZ SENİ DÜŞÜNÜYORUM, YALNIZ SENİ GÖRÜYORUM GÖZLÜK CAMLARIMIN ARDINDAN…
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Zevkle okudum, güzeldi. Saygılar
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta