Surdaki Gedik Şiiri - Muharrem Öztürk 2

Surdaki açılan gedikten çok yiğit içeriye girdi.
Kimisi şehit oldu kimisi çok düşman devirdi.

Zamanla surlar da duvarlarda yıkıldı.
Lakin yiğitlik duvardaki mıhlara takıldı.

Kale zapt edildi ve biz başa geçtik.
İhtiras şarabindan doymadık içtikte içtik.

Sakarya saf çocuktu sonra açıldı gözleri
İmanı azaldı ve artık tutmadı dizleri

Çok tohum attık bitmedi utanmadı toprak
Yükseldik lakin değerlerimizi ettik basamak

Kadının libası haya idi ve zenginliği namus
Avrupalı olacam diye aileye yaşattık kabus

Eğitimin olmazsa olmazıydı terbiye
Aslanları yem ettik anglosakson kediye

Surdaki o mukaddes gedik büyüdü de büyüdü
Unuttuk geldiğimiz domaniçi söğüdü

Yüzyıllarca hüküm sürmüş koca devleti
Unuttuk hemen Yıkan iltimas denilen illeti

Kale bizdeydi ve hüküm bizimdi lakin
Bitmedi değerlerime örtüme dinime duyulan kin

Milletin mallarını cebine dolduranlar
Güçlüden yana diye hiç sorgulanmadılar

Kutsal emaneti sırtlayan yiğit delikanlı
Asımın nesliydi o da işi bıraktı

Tesettürlü anneler taytlı kızlar büyüttü
İnançsız kapanışlar örtünmeyi çürüttü

İmamhatipli deyip güvenme bu nesile
Onlar dinden habersiz çoğu imamlar bile

Ümitvar olmalıyız bırak karamsarlığı
Muhatabın Halıktır boşver nankör balığı

Eskiden dini yaymak bizim tek davamızdı
Karnı doyan bıraktı düşman azdı da azdı

Türkülerin yerini aldı danslı klipler
Cübbe sarık gidince türedi acayip tipler

Seküler fikirler beynimizde dolaşır
Her yediğimize biraz domuz bulaşır

Tüm finans sistemimiz endekslendi faize
Zengin büyüdükçe fakir düştü dize

Bin lirayı acımaz verir rayban gözlüğe
On kuruş infak desen başlar hemen düdüğe

Çocuk yetiştirmedik şehirler inşa ettik
Sonra ahlaksız neslin mahvedişini seyrettik...

Ya kalkıp ayağa doğrulup seviniriz
Yahut düşman karşıda teslim olup yeniliriz