Surlarım var benim…
Aşılmaz diye tabir edilen, güçlü surlarım…
Kimi zaman hırçın dalgaların dövdüğü,
Kimi zaman martıların uçuştuğu maviliklere bakan.
İstanbul’un fethi gibi zor aşılması.
Şahi Topu atsalar yıkılırım,
Kalıntıların altında kalır yorgun bedenim…
Oysaki Fatih gibi olmalı insan,
Aklıyla düşünüp, kalbiyle yol almalı…
Cesaret kılıcını çekmeli,
Yenmeli çekingenliğimi.
Dostluk köprüsünden geçmeli,
Bulmalı sevgiden dövülmüş anahtarımı.
Surların kapısına geldiğinde,
Bilmeli…
Kapıların açılıp, açılmayacağını…
Sevgi, saygı, sadakatten örülü duvarların ardında ne var,
Mutluluk mu, huzur mu?
O kadar toz pembe olma dost,
Duvarların ardında öfkem var,
Sevincim var, hüznüm var,
Seni yargılamadan dinleyecek gönlüm var,
Ağladığında başını yaslayabileceğin omzum var,
Saçını başını yolduracak, keçi gibi inadım var,
Güvenebileceğin bir sırdaş var…
Ben varım…
Ama dedim ya dost;
Fatih gibi olmalı insan,
Aklıyla düşünüp, kalbiyle yol almalı…
Surları aşmak için insanca savaşmalı.
Gül Kabacaoğlu
Kayıt Tarihi : 26.10.2019 15:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)