Seher yeli miydin bir hışımla geçtin bu diyardan,
Ne bu yürek ne doğduğum yöre dayanamadı.
Nasıl vazgeçtin o güzelim yapraklardan, durmadan dinlenmeden.
Olmadan günüm doğmadan gülüm daha yanıma gelmeden….
Gel ki göreyim yüzünü son kez,
Yarim sen olmadan dolmuyor gönül kadehim,
Damarlarımda serinlikti elinde sunduğun meyim…..
Kalemimde kırılgan yazılmıyor sözlerim,
Yoksun ya; kadeh’i neyleyim, mey’i neyleyim.
Geçmiyor saat,dakika,zaman.
Puslu gece, girdap çıkmazı var çehremde,
Ay karanlık vuslat donuyor gözlerimde.
Kalemim kırılgan mürekkebim ağlıyor nedense,
Sevda kayboldu koşarak atlıların ensesinde…
Sanırım yine ayrılık vakti geldi gökyüzü görmekte,
İşleniyor yokluğunun darphanesinde yalnızlık,
Boş zaman aşıkları ve kimlik arayanların dünyasına.
Kederle başlayıp bozuk para gibi yayılacak bu yalnızlık,
Sedef kaplamalı sükse yaşantılara kilit olacak bu yalnızlık.
Hey benim bebek beşiğinde sallanan yaşantım,
Bekle sevgili; gün akşam oldu,
Bekle sevgili; akşam günüm oldu.
Bekle sevgili; biraz yorgunum sanki,
Bekle ey sevgili; yaşanılanlar hep dün oldu…..
Yalnızlık bir kadeh su içip uyumak,
Kararsız, biçimsiz ve öylesine.
Çaresizlik ise bambaşka diyarlarda yürümek.
Ne vatan, ne millet ne de hürriyet; böylesine….
Yar yok ki serimden geçeyim,
Canımı, yüreğimi ortalara sereyim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!