Bir gece karanlığına saklanıp gelsem sana
yavaş yavaş kapı zilini çalmadan
girsem usul usul içeriye çatal kapı gıcırdamadan
Uyku uyanık arası yakalasam seni
sarılsam sımsıcak
Öpsem ellerinden hasret hasret koklasam
LÂMİA
Her gün biraz daha ıssız koca şehir
Kaldırımlar suskun
Rüzgar lal
Ağaçlar ve kuşlar uykuda
SUSTURUN ARTIK İTİ
Bunlar azdı artık beyler azdı
İhanet yetmiyor gibi
Birde ağzını bozdu
Emri veren imralının iti
Takvimden
Tarihi sana yazdığım o günde
Yorgunluğu vardı üzerimde
Uzak diyar yollarının
Heyecanı vardı kalbimde
Yare vuslata koşmanın
Akşam oldu ufuk kızıllaştı
Hislerim tepti içim ateşlendi
Bir kıvılcım tutuşturdu bedenimi
Yaktı kavurdu yine beni.
Dertler başladı hüzün çöktü
Son kez baktı bana canan-ı rânâ
Gözleri ateşti yaktı içimi
Dili lal olsa da söz ayrı mana
Her biri okkaydı deldi kalbimi.
Süleyman KARACABEY
Söz bitti
Yitirdim usumu
Yalnız sen kaldın dilimde
Sükut eyledim
Değmeyen hikayelere
Sensiz sükuta müptelayım
Son nefes sanki aldığım
Hayat bir durak bana
Beklemekte var,binip gitmekte
Ya bekleyeceğim ızdırapları
Ya da binip gitmeliyim diyardan
Hatalıyım biliyorum
Hatam için özür diliyorum
Can dostum
İnan seni çok seviyorum
Yokluğunla geçen dünümde anladım
Meğer farkında değilmişim
CAN DOSTUMA-7
VEFALI DOST
Acıtsa da bazen canımı
İğneler batırsa da tenime
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!