Süleyman Abi Şiiri - İlyas Kaplan

İlyas Kaplan
1440

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

Süleyman Abi

Süleyman Abi
Dünya darlığına hapsetti kendini
Ateşten parmaklıklar ardına koydu kalbini.
Deli gömleği giydirdi kendine.
eşyanın dizi dibinde dilenmeye durdu.
Ucuza sattı kendini.
Avuçlarında tutamadı sevenlerini
Her an yenilenirsin,
her gün yenilenmeye değersiniz diye
dil döktü gün doğumları
ve baharlar boyunca

Sağır duvarlarını aşmalıydı
Merhamet gözeneklerini açmalıydı.
Bencilliğin soğuk kalesinde bir çatlak bulmalıydı.
Susuşları çoğaldı.
Susayışları arttı.
Yükü ağırlaştı.

Ah bir anlatabilse…
İnsana kendi gerçeğini gösterebilseydi.
Her kalbe dokundurabilseydi dilini.
Heceleri yağmur edebilse.
Dağıtabilseydi uykunun büyüsünü.
Göklere dil olsa.
Ufkun ardına inandırabilseydi insanları.

*

Süleyman Abi
Göğsünde ki yufka yüreği ile.
Şefkat kanatlarının indiriyordu
insanların hırçın yüzüne.
Üzerine toprak atılmış tohumlar gibiydi onlar
Şaşkın.
Bıkkın.
Yorulmuş.

Buna da razı olmuştu çoktan.
Ötelere ağmaya yüzü yoktu
Kabuğunu kıramamaktan korkuyordu
Darlığın kuyusunda uyutuyordu
kalbini.
Kalbine yazılan söz ağacını çürütmeye meyilliydi.
Azalmaya sürgün ediyordu kendini.
Göğe bakmayı unutuyor,
Göğe bakmaya utanıyordu.

Ağrılarını susturmayı çare sanıyordu
Kalbinin ağlayışlarına sağırlaştıkça,
azalıyordu nefesleri.
Yükü ağırdı .
Huzurla var olamıyordu an içinde.
Geçmişin hüzünlerini yüklüyordu kalbine.
Geleceğin korkuları altında eziyordu,
gününü.

*

Süleyman Abi
Hayallerinin uzandığı yerde
ayrılık acılarıyla tanışıyor ,
kırılıyordu kendine yar ettiği aynalar.
Düşlere düştükçe, solduruyordu ümitlerini.
Taşıyamıyordu kendini.
Kalbinin çığlıklarına sağırlaşmaktan başka
çare bulamıyor,
Uyutuyordu duygularını.

Halbuki biliyordu .
Düşüşün yanındadır çıkış.
Yokuşların ardındadır düzlük.
Fena yokuşunun sonundadır sonsuzluk.
Kışın göğsünde saklıdır baharın renkleri.
Karın soğuğunda ninnilenir yeni dirilişin kârı.

Göklü yağmurlarla
kalbinin çölü yeşillenecekti insanın.
Adının iyiler arasında anıldığını öğrenecek.
Sevdalarının sonsuzluğa yazıldığını fark edecek.
Göğsüne bu kalbi koyanın,
bu kalbin kanatlarına göre
bir gök hazırladığını görecek.
Bu böyle yarım kalmayacak,
üstü tamamlanacaktı

*
Süleyman Abi
Zor yokuşları adımlıyordu
Elinden tutarak yokuş ehlinin.
Dizleri kanaya kanaya…
Sözleri yaka yaka…
Yokuşa vurdu adımını.
Yürüyordu
Kalbinin adımlarıyla.
Başka her türlü rağbeti ayaklar altına alasıya…

Ne yürüyüşleri bitti
ne adımları kesildi bu vadide.
Çıkardı başından dünün hüznünü
ve yarının korkusunu
Her acıda,
her sendeleyişte,
her tereddütte.
Her günahta,
her düşüşte
günahınca ağlıyordu

Bu sedef denizine yağmaz oldu
o eski yağmurlar
Şimdi kalbini Mevlaya nasıl sunsun
Lütuf ve Kerem Sahibine
Göğün ve yerin Sahibine
Ne söyleyebilirdi ki
Buradasın
Uyanıksın
Varsın ya!
Her şeyimle muhtacım
Sana

*
Süleyman Abi
Takılıp düşecek değildi dünya eşiğine.
Kalktı …
Kalbinin olduğu yere sığındı ezikliğiyle
Ellerini sonsuzluğa açtı
Yalvarışlarını göğe uçurdu
Zamanın dal uçlarında tomurcuklandı ümitleri
Hüzün renkli çiçekleri

Dünya kuyusunda
unutulmadığını anladı
Varlığın Sahibi.
İnsanı düştüğü yerden kaldırırdı
İlk düşen Adem gibi.

Uçurum başlarından
çekip alırdı kulunu Rabbi.
Kaldırırdı ağırlıkları belinden.
Varlığın önemseniyor.
Acıların ciddiye alınıyor.
Saklı sancılarına çare var.
Gizli sevdalarının karşılığı var.
Unutulmuş değilsin, asla .
Fısıltıları düştü kulağına

redfer

İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 26.12.2025 00:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!